SEKSENÜÇÜNCÜ SÛRE el-MUTAFFİFÎN (Ölçü ve tartılarda hile)

Bismillâhirrahmânirrahîm

1,2,3. İnsanlardan alırken ölçüp tarttıklarında tam, onlara vermek için ölçüp tarttıklarında ise noksan yapan hilekârlara yazıklar olsun!

4,5,6. Onlar düşünmezler mı ki, büyük bir günde (hesap vermek için) diriltilecekler! Öyle bir gün ki, insanlar o günde âlemlerin Rabbinin huzurunda divan duracaklardır.

7. Doğrusu günahkârların yazısı, muhakkak Siccîn’de olmaktır.

8. Siccîn nedir, bilir misin?

9. (O günahkârların yazısı) Amellerin sayılıp yazıldığı bir kitaptır.

10. O gün vay haline yalancıların!

11. Ki onlar, ceza gününü yalan sayarlar.

12. O’nu ancak hükümleri çiğneyen ve günaha dalan kimseler yalanlar.

13. Böyle birine âyetlerimiz okununca “Eskilerin masalları” derdi.

14. Hayır! Bilakis onların işlemekte oldukları (kötülükler) kalplerini kirletmiştik.

15. Hayır! Onlar şüphesiz o gün Rablerinden (O’nu görmekten) mahrum kalmışlardır.

16. Sonra onlar cehenneme girerler.

17. Sonra onlara: “İşte yalanlamış olduğunuz (cehennem) budur” denilir.

18. Hayır! Andolsun iyilerin kitabı İlliyyûn’dadır.

19. İlliyyûn nedir, bilir misin?

20. (O İlliyyûn’daki kitap) İçinde ameller kaydedilmiş bir kitaptır.

21. O kitabı, Allah’a yakın olanlar görür.

22. İyiler kesinkes cennettedir.

23. Onlar orada koltuklar üzerinde etrafa bakarlar.

24. Onların yüzünde nimetlerin sevincini görürsün.

25. Kendilerine mühürlü hâlis bir içki sunulur.

26. Onun içiminin sonunda misk kokusu vardır. İşte yarışanlar ancak onda yarışsınlar.

27. Karışımı Tesnîm’dendir.

28. (O Tesnîm’dendir Allah’a) Yakın olanların içecekleri bir kaynaktır.

29. Şüphesiz günahkârlar, (dünyada) iman edenlere gülerlerdi.

30. Onlarla karşılaştıklarında kaş göz hareketiyle alay ederlerdi.

31. Ailelerine döndüklerinde, (alaylarından dolayı) keyiflenerek dönerlerdi.

32. Müminleri gördüklerinde: “Şüphesiz bunlar sapıtmış” derlerdi.

33. Halbuki onlar, müminleri denetleyici olarak gönderilmediler.

34. İşte o gün (ahirette) de iman edenler kâfirlere gülerler.

35. Koltuklar üzerinde etrafa bakarlar.

36. Kâfirler, yaptıklarının cezasını buldular mı! (Elbette buldular.)