Batıl inançlar; mantıksal bir temele dayanmayan, gerçekle bir ilişkisi bulunmayan inanç ve davranışlardır.
Batıl inançların çağdaş bilim ve sahih dini anlayışla çatışmaları en önemli özellikleridir.
Batıl inanç ve hurafelerin en yaygın olduğu alanların başında:
.Aile,
.Uğur- uğursuzluk,
.Cenaze,
.Şifa,
.Türbe-Yatır,
.Baht açılması,
.Nazar,
.Adak kurbanı,
.Misafir,
.Sihir,
.Büyü,
.Fal,
.Muska,
.Ay ve güneş tutulması,
gelmektedir. (Diyanet Vakfı Yayınları)
Bütün bu saydıklarımızla mücadele etmenin en sağlıklı ve ilmi yolu kanaatimizce;
Kur’an’ın Türkçe Mealinin ülkemizdeki müslümanların okuması ve O’nu hayatının en önemli rehberi görmesiyle mümkün olabilir. Çareyi Türkçe Meal dışında aramamak lazımdır. Bunun dışındaki aramalar abesle iştigal emek demektir.
Laik devlet Kur’an’ın Mealini, ana okuldan başlayarak ünüversiteyi bitirinceye kadar eğitim müfredatına dahil etmelidir. Meseleyi kökünden çözecek yolda budur.
609 senesinden günümüze kadar bu yapılmamışsa neticesi, bugün varılan noktadır ve çok acıdır.
Anlayasınız diye biz onu Arapça bir Kur’an olarak indirdik.(-12/2)
Ve böylece biz O’nu Arapça bir hüküm (hikmetli bir söz) olarak indirdik. Eğer sana gelen bu ilimden, sonra, onların arzularına,(işte o zaman) Allah tarafından senin ne bir dostun ne de koruyucun vardır.(-13/37)
(Allah’ın emirlerini) onlara iyice açıklasın diye her peygamberi yalnız kendi kavminin diliyle gönderdik. Artık Allah dilediğini saptırır, dilediğini de doğru yola iletir. Çünkü O,güç ve hikmet sahibidir.(-14/4)
Eğer biz onu yabancı dilden bir Kur’an kılsaydık, diyeceklerdi ki: Ayetleri tafsilatlı şekilde açıklanmalı değil miydi? Arab’a yabancı dilden (kitap) olur mu? De ki: O, inananlar için doğru yolu gösteren bir kılavuzdur ve şifadır. İnanmayanlara gelince, onların kulaklarında bir ağırlık vardır ve Kur’an onlara kapalıdır. (Sanki) onlara uzak bir yerden bağırılıyor (da Kur’an’da ne söylendiğini anlamıyorlar.)-41/44)
Apaçık Kitab’a andolsun ki biz, anlayıp düşünmeniz için onu Arapça bir Kur’an kıldık.(-43/2,3)