İNSAN HZ. ÂDEM’İN İKİ OĞLU VE İSLÂM

İNSAN. Hatırla ki Rabbin meleklere: Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım, dedi. Onlar: Bizler hamdinle seni tesbih ve seni takdis edip dururken, yeryüzünde fesat çıkaracak, orada kan dökecek insanı mı halife kılıyorsun? dediler. Allah da onlara: Sizin bilemiyeceğinizi herhalde ben bilirim, dedi.(-2/30)

Sizi bir tek candan (Âdem’den) yaratan, ondan da yanında huzur bulsun diye eşini (Havva’yı) yaratan O’dur. Eşi ile (birleşince) eşi hafif bir yük yüklendi (hamile kaldı). O’nu bir müddet taşıdı. Hamileliği ağırlaşınca, Rableri Allah’a: Andolsun bize kusursuz bir çocuk verirsen muhakkak şükredenlerden olacağız, diye dua ettiler.(-7/189)

İncire, zeytine, Sina dağına ve şu emin beldeye yemin ederim ki, biz insanı en güzel biçimde yarattık. Sonra onu aşağıların aşağısına indirdik.(-1,2,3,4,5.)

HZ. ÂDEM’İN İKİ OĞLU.

Onlara, Âdem’in iki oğlunun haberini gerçek olarak anlat: hani birer kurban takdim etmişlerdi de birisinden kabul edilmiş, diğerinden ise kabul edilmemişti. (Kurbanı kabul edilmeyen kardeş, kıskançlık yüzünden), “Andolsun seni öldüreceğim” dedi. Diğeri de “Allah ancak takvâ sahiplerinden kabul eder” dedi (ve ekledi:)(-5/27)

“Anddolsun ki sen, öldürmek için bana elini uzatsan (bile) ben sana, öldürmek için el uzatacak değilim. Ben, âlemlerin Rabbi olan Allah’tan korkarım.”(-5/28)

“Ben istiyorum ki, sen hem benim günahımı hem de kendi günahını yüklenip ateşe atılacaklardan olasın; zalimlerin cezası işte budur.”(-5/29)

Nihayet nefsi onu, kardeşini öldürmeye itti ve onu öldürdü: bu yüzden de kaybedenlerden oldu.(-5/30)

İSLÂM.

Allah nezdinde hak din İslâm’dır. Kitap verilenler,kendilerine ilim geldikten sonradır ki, aralarındaki kıskançlık yüzünden ayrılığa düştüler. Allah’ın âyetlerini inkâr edenler bilmelidirler ki Allah’ın hesabı çok çabuktur.(-3/19)

De ki: Allah’a ve Resûlüne itaat edin. Eğer yüz çevirirlerse bilsinler ki Allah kâfirleri sevmez.(-3/32)

Allah birbirinden gelme bir nesil olarak Âdem’i, Nuh’u, İbrahim ailesi ile İmrân ailesini seçip âlemlere üstün kıldı. Allah işiten ve bilendir.(-3/33,34.)

İbrahim, ne Yahudi, ne de hıristiyan idi; fakat o, Allah’ı bir tanıyan dosdoğru bir müslüman idi; müşriklerden de değildi.(-3/67)

Kim, İslâm’dan başka bir din ararsa, bilsin ki kendisinden (böyle bir din) asla kabul edilmeyecek ve o, ahirette ziyan edenlerden olacaktır.(-3/85)

…..Bugün size dininizi ikmal ettim, üzerinize nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâm’ı beğendim. …..(-5/3)

Allah kimi doğru yola iletmek isterse onun kalbini İslâm’a açar; kimi de saptırmak isterse göğe çıkıyormuş gibi kalbini iyice daraltır. Allah inanmayanların üstüne işte böyle murdarlık verir.(-6/125)

Allah kimin gönlünü İslam’a açmışsa o, Rabbinden bir nûr üzerinde değil mıdır? Allah’ı anmak hususunda kalpleri katılaşmış olanlara yazıklar olsun! İşte bunlar apaçık bir sapıklık içindedirler.(-39/22)

Continue ReadingİNSAN HZ. ÂDEM’İN İKİ OĞLU VE İSLÂM

ALLAH’IN SIFATLARI

1.ALLAH BİRDİR

İlâhınız bir tek Allah’tır. O’ndan başka ilâh yoktur. O,rahmâhmandır, rahîmdir.(-2/163)

Allah, O’ndan başka tanrı yoktur; O, hayydir, kayyûmdur. Kendisine ne uyku gelir ne de uyuklama. Göklerde ve yerdekilerin hepsi O’nundur. İzni olmadan O’nun katında kim şefaat edebilir? O, kullarının yaptıklarını ve yapacaklarını bilir. (O’na hiçbir şey gizli kalmaz.) O’nun bildirdiklerinin dışında insanlar O’nun ilminden hiçbir şeyi tam olarak bilemezler. O’nun kürsüsü gökleri ve yeri içine alır, onları koruyup gözetmek kendisine zor gelmez. O, yücedir, büyüktür.(-2/255)

Rahimlerde sizi dilediği gibi şekillendiren O’dur. O’ndan başka ilâh yoktur. O mutlak güç ve hikmet sahibidir.(-3/6)

Allah, adaleti ayakta tutarak (delilleriyle) şu hususu açıklamıştır ki, kendisinden başka ilâh yoktur. Melekler ve ilin sahipleri de (bunu ikrar etmişlerdir. Evet) mutlak güç ve hikmet sahibi Allah’tan başka ilâh yoktur.(-3/18)

Allah-ki ondan başka hiçbir tanrı yoktur- elbette sizi kıyamet günü toplayacaktır bunda asla şüphe yoktur. Söz bakımından Allah’tan daha doğru kim vardır!(-4/87)

Ey ehl-i kitap! Dininizde aşırı gitmeyin ve Allah hakkında, gerçekten başkasını söylemeyin. Meryem oğlu İsa Mesîh, ancak Allah’ın resûlüdür,(o) Allah’ın, Meryem’e “kün: Ol” kelimesi(nin eseri)dir, O’ndan bir ruhtur. (O’nun tarafından gönderilmiş, yahut teyit edilmiş, yahut da Cebrail tarafından üfürülmüş bir ruhtur). Şu halde Allah’a ve peygamberlerine iman edin. “(Tanrı) üçtür” demeyin, sizin için hayırlı olmak üzere bundan vazgeçin. Allah ancak bir tek Allah’tır. O, çocuğu olmaktan münezzehtir. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O’nundur. Vekil olarak Allah yeter.(-4/171)

…..”O ancak bir tek Allah’tır, ben sizin ortak koştuğunuz şeylerden kesinlikle uzağım” de.(-6/19)

İşte Rabbiniz Allah O’dur. O’ndan başka tanrı yoktur. O, her şeyin yaratıcısıdır. Öyle ise O’na kulluk edin, O her şeye vekildir (güvenilip dayanılacak tek varlık O’dur).(-6/102)

(Yahudiler) Allah’ı bırakıp bilginlerini (hahamlarını); (hıristiyanlar) da rahiplerini ve Meryem oğlu Mesîh’i (İsa’yı) rabler edindiler. Halbuki onlara ancak tek ilâha kulluk etmeleri emrolundu. O’ndan başka tanrı yoktur. O, bunların ortak koştukları şeylerden uzaktır.(-9/31)

Eğer (onlar) size cevap veremiyorlarsa, bilin ki, o ancak Allah’ın ilmiyle indirilmiştir ve O’dan başka tanrı yoktur. Artık siz müslüman oluyor musunuz?(-11/14)

….. De ki: Allah her şeyi yaratandır. Ve O, birdir, karşı durulmaz güç sahibidir.(-13/16)

….. O’ndan başka tanrı yoktur. Sadece O’na tevekkül ettim ve dönüş sadece O’nadır.(-13/30)

İlâhiniz bir tek Tanrı’dır. Fakat ahirete inanmayanlar var ya, onların kalpleri inkârcı, kendileri de böbürlenen kimselerdir.(-16/22)

Allah buyurdu ki: İki tanrı edinmeyin! O ancak bir Tanrı’dır. O halde yalnız benden korkun!(-16/51)

Allah, kendisinden başka ilâh olmayandır. En güzel isimler O’na mahsustur.(-20/8)

Sizin ilâhınız, yalnızca, kendisinden başka ilâh olmayan Allah’tır. O’nun ilmi her şeyi kuşatmıştır.(-20/98)

Eğer yerde ve gökte Allah’tan başka tanrılar bulunsaydı, yer ve gök, (bunların nizamı) kesinlikle bozulup gitmişti. Demek ki Arş’ın Rabbi olan Allah, onların yakıştırdıkları sıfatlardan münezzehtir.(21/22)

Senden önce hiçbir resûl göndermedik ki ona: “Benden başka İlâh yoktur; şu halde bana kulluk edin” diye vahyetmiş olmayalım.(-21/25)

Allah evlât edinmemiştir; O’nunla beraber hiçbir tanrı da yoktur. …..(-23/91)

Mutlak hakim ve hak olan Allah, çok yücedir. O’ndan başka tanrı yoktur, O, yüce Arş’ın sahibidir.(-23/116)

İşte O, Allah’tır. O’ndan başka tanrı yoktur. Önünde de, sonunda da hamd O’nundur, hüküm O’nundur. Ve ancak O’na döndürüleceksiniz.(-28/70)

Allah ile birlikte başka bir tanrıya tapıp yalvarma! O’ndan başka tanrı yoktur. ‘nünüze zâtından başka her şey yok olacaktır. Hüküm O’nundur ve siz ancak O’na döndürüleceksiniz.(-28/88)

Ey insanlar! Allah’ın size olan nimetini hatırlayın; Allah’tan başka size gökten ve yerden rızık verecek bir yaratıcı var mı? O’ndan başka tanrı yoktur. Nasıl oluyor da (tevhidden küfre) çevriliyorsunuz!(-35/3)

Saf saf dizilmişlere, toplayıp sürenlere, zikir okuyanlara yemin ederim ki, ilâhınız birdir.(-37/1,2,3,4.)

De ki: Ben sadece bir uyarıcıyım. Tek ve kahhâr olan Allah’tan başka bir tanrı yoktur.(-38/65)

Eğer Allah bir evlat edinmek isteseydi, elbette yarattıklarından dilediğini seçedi. O yücedir. O, tek ve kahhâr olan Allah’tır.(-39/
….. Ondan başka tanrı yoktur.öyleyken nasıl oluyor da (O’na kulluktan) çevriliyorsunuz?(-39/6)

Bu Kitap mutlak galip, hakkıyla bilen,günahı bağışlayan, tevbeyi kabul eden, azabı çetin, lütuf sahibi Allah tarafından indirilmiştir. O’ndan başka hiçbir ilâh yoktur, dönüş ancak O’nadır.(-40/2,3.)

O gün onlar (kabirlerinden) meydana çıkarlar. Onların hiçbir şeyi Allah’a gizli kalmaz. Bu gün hükümranlık kiminde? Kahhâr olan tek Allah’ındır.(-40/16)

İşte O, her şeyin yaratıcısı olan Rabbiniz Allah’dır. O’ndan başka tanrı yoktur. O halde nasıl olup da döndürülüyorsunuz!(-40/62)

O daima diridir; O’ndan başka hiçbir tanrı yoktur. ….. (-40/65)

De ki: Ben de ancak sizin gibi bir insanım. Bana ilâhınızın bir tek İlâh olduğu vahy olunuyor. Artık O’na yönelin, O’ndan mağfiret dileyin. Ortak koşanların vay haline!(-41/6)

Gökteki İlâh da,yerdeki İlâh da O’dur. O, hakîmdir, her şeyi bilendir.(-43/84)

O’ndan başka ilâh yoktur. (Her şeyi O) diriltir ve öldürür. Sizin de Rabbiniz, önceki atalarınızın da Rabbidir.(-44/8)

O, öyle Allah’tır ki, O’ndan başka tanrı yoktur. Görülmeyeni ve görüleni bilendir. O,esirgeyendir, bağışlayandır.(-59/22)

O,öyle Allah’tır ki, kendisinden başka hiçbir tanrı yoktur. O, mülkün sahibidir, eksiklikten münezzehtir, selâmet verendir, emniyete kavuşturandır, gözetim koruyandır, üstündür, istediğini zorla yaptıran, büyüklükte eşi olmayandır. Allah, müşriklerin ortak koştukları şeylerden münezzehtir.(-59/23)

Allah; O’ndan başka hiçbir ilâh yoktur. Müminler yalnız Allah’a dayanıp güvensinler.(-64/13)

O, doğunun da batının da Rabbidir. O’ndan başka ilâh yoktur. Öyleyse yalnız O’nun himayesine sığın.(-73/9)

De ki: O, Allah birdir. Allah sameddir. O, doğurmamış ve doğmamıştır. Onun hiçbir dengi yoktur.(-112/1,2,3,4.)

2. ALLAH DİLEDİĞİNİ YAPAR

….. Fakat onlar ihtilafa düştüler de içlerinden kimi iman etti, kimi de inkâr etti. Allah dileseydi onlar savaşmazlardı; lâkin Allah dilediğini yapar.(-2/253)

Hayy ve kayyûm olan Allah’tan başka ilâh yoktur.(-3/2)

Rahimlerde sizi dilediği gibi şekillendiren O’dur. O’ndan başka ilâh yoktur. O mutlak güç ve Hikmet sahibidir.(-3/6)

Zekeriyya: Rabbim! dedi, bana ihtiyarlık çattığına, üstelik karım da kısır olduğuna göre benim nasıl oğlum olabilir? Allah şöyle buyurdu: İşte böyledir; Allah dilediğini yapar.(-3/40)

….. Allah dilediğine hükmeder.(-5/1)

Rabbinin dilediği hariç, (onlar) gökler ve yer durdukça o ateşte ebedi kalacaklardır. Çünkü Rabbin, istediğini hakkıyla yapandır.(-11/107)

Allah Teâlâ sağlam sözle iman edenleri hem dünya hayatında hem de ahirette sapasağlam tutar. Zalimleri ise Allah saptırır. Allah dilediğini yapar.(-14/27)

Muhakkak ki Allah, iman edip iyi davranışlarda bulunan kimseleri, zemininden ırmaklar akan cennetlere kabul eder. Şüphesiz Allah dilediği şeyi yapar.(-22/14)

Görmez misin ki, göklerde olanlar ve yerde olanlar, güneş, ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar,hayvanlar ve insanların birçoğu Allah’a secde ediyor; birçoğunun üzerine de azap hak olmuştur. Allah kimi hor ve haktır kılarsa, artık O’nu değerli kılacak bir kimse yoktur. Şüphesiz Allah dilediğini yapar.(-22/18)

Dilediği şeyleri mutlaka yapandır.(-85/16)

3. ALLAH DİRİDİR

Allah, O’ndan başka tanrı yoktur; O, hayydir, kayyûmdur. ….. (-2/255)

Bütün yüzler (insanlar), diri ve her şeye hakim olan Allah için eğilip boyun bükmüştür. Zulüm yüklenen ise, gerçekten perişan olmuştur.(-20/111)

O daima diridir; O’ndan başka hiçbir tanrı yoktur. O halde dinde ihlâslı ve samimi kişiler olarak O’na dua edin. Her türlü övgü âlemlerin Rabbi Allah’a mahsustur.(-40/65)

4.ALLAH EBEDİDİR

Ölümsüz ve daima diri olan Allah’a güvenip dayan. O’nu hamd ile tesbih et. Kullarının günahlarını O’nun bilmesi yeter.(-25/58)

Yer yüzünde bulunan her canlı yok olacak(-55/26) Ancak azamet ve ikram sahibi Rabbinin zâtı bâki kalacak.(-55/27)

O ilktir, sondur, zâhirdir, bâtındır. O, her şeyi bilendir.(-57/3)

5.ALLAH EZELİDİR

O ilktir, sondur, zâhirdir, bâtındır. O, her şeyi bilendir.(-57/3)

6.ALLAH HER ŞEYİ BİLİR

O, yerde ne varsa hepsini sizin için yarattı. Sonra (kendine has bir şekilde) semaya yöneldi, onu yedi kat olarak yaratıp düzenledi (tanzim etti). O, her şeyi hakkıyla bilendir.(-2/29)

(Bunun üzerine:) Ey Âdem! Eşyanın isimlerini meleklere anlat, dedi. Âdem onların isimlerini onlara anlatınca:Ben size,muhakkak semâvat ve arzda görülmeyenleri (oralardaki sırları) bilirim. Bundan da öte, gizli ve açık yapmakta olduklarınızı da bilirim, dememiş miydim? dedi.(-2/33)

Her kim bunu işittikten be kanullendikten sonra vasiyeti değiştirirse, günahı onu değiştirenleredir. Şüphesiz Allah (her şeyi) işitir ve (her şeyi) bilir.(-2/181)

Yeminlerinizden dolayı Allah’ı (O’nun adını), iyilik etmenize, O’ndan sakınmanıza ve insanların arasını düzeltmenize engel kılmayın. Allah işitir ve bilir.(-2/224)

Eğer (müddeti içinde dönmeyip kadınlarını) boşamaya karak verirlerse (ayrılırlar). Biliniz ki, Allah işitir ve bilir.(-2/227)

….. Allah’tan korkun. Bilesiniz ki Allah, her şeyi bilir.(-2/131)

Allah yolunda savaşın ve bilin ki Allah, her şeyi işitir ve bilir.(-2/244)

….. O,kullarının yaptıklarını ve yapacaklarını bilir. (O’na hiçbir şey gizli kalmaz.) O’nun bildiklerinin dışında insanlar O’nun ilminden hiçbir şeyi tam olarak bilemezler. …..(-2/255)

Dinde zorlama yoktur. Artık doğrulukla eğrilik birbirinden ayrılmıştır. O halde kim tâğutu reddedip Allah’a inanırsa, kopmayın sağlam kulpa yapışmıştır. Allah işitir ve bilir.(-2/256)

….. Allah’tan korkun. Allah size gerekli olanı öğretiyor. Allah her şeyi bilmektedir.(-2/282)

De ki: İçinizdekileri gizleseniz de açığa vursanız da Allah onu bilir. Göklerde ve yerde olanları da bilir. Allah her şeye kadirdir.(-3/29)

Allah birbirinden gelme bir nesil olarak Âdem’i, Nuh’u, İbrahim ailesi ile İmrân ailesini seçip âlemlere üstün kıldï. Allah işiten ve bilendir.(-3/33,34.)

İmrân’ın karısı şöyle demişti: “Rabbim! Karnımdakini azatlı bir kul olarak sırf sana adadım. Adağımı kabul büyür. Şüphesiz (niyazımı) hakkıyla işiten ve (niyetimi)bilen sensin.”(-3/35)

Allah kötü sözün açıkça söylenmesini sevmez; ancak haksızlığa uğrayan başka. Allah her şeyi işitici ve bilicidir.(-4/148)

Allah’ın size olan nimetini, “Duyduk ve kabul ettik” dediğiniz zaman sizi bununla bağladığı (O’na verdiğiniz) sözü hatırlayın ve Allah’tan korkun. Şüphesiz Allah, kalblerin içindekini bilmektedir.(-/5/7)

Resûle düşen (vazife), ancak duyurmadır. Allah açıkladığınızı da gizlediğinizi de bilir.(-5/99)

O, göklerde ve yerde tek Allah’tır. Gizlinizi, açığınızı bilir. (Hayır ve şerden) ne kazanacağınızı da bilir.(-6/3)

Gaybın anahtarları Allah’ın yanındadır; onları O’ndan başkası bilmez. O, Kara’da ve Deniz’de ne varsa bilir; O’nun ilmi dışında bir yaprak bile düşmez. O yerin karanlıkları içindeki tek bir taneyi dahi bilir. Yaş ve kuru ne varsa hepsi apaçık bir kitaptadır.(-6/59)

Gecede ve gündüzde barınan her şey O’nundur. O her şeyi işitendir, bilendir.(-6/13)

O, gökleri ve yeri hak (ve hikmet) ile yaratandır. “Ol!” dediği gün herşey oluverir.O’nun sözü gerçektir. Sûr’a üflendiği gün de hükümranlık O’nundur. Gizliyi ve açığı bilendir ve O, hikmet sahibidir, her şeyden haberdardır.(-6/73)

Eğer şeytanın gitmemesi seni dürterse hemen Allah’a sığın. Çùnkü O, işitendir, bilendir.(-7/200)

Eğer onlar barışa yanaşırlarsa sen de ona yanaş ve Allah’a tevekkül et, çünkü O işitendir,bilendir.(-8/61)

(Resûlüm) Onların (inkârcıların) sözleri seni üçesin. Çünkü bütün izzet (ve üstünlük) Allah’ındır. O, işitendir, bilendir.(-10/65)

Rabbi onun duasını kabul etti ve onlarïn hilesini uzaklaştırdı. Çümkü O çok iyi işiten, pek iyi bilendir.(-12/34)

Her dişinin neye gebe kalacağını, rahimlerin neyi eksik, neyi ziyade edeceğini Allah bilir. Onun katında her şey ölçü iledir.(-13/8)

O, görüleni de görülmeyeni de bilir; çok büyüktür, yücedir.(-13/9)

“Ey Rabbimiz! Şüphesiz ki sen bizim gizleyeceğimizi de açıklayacağımızı da bilirsin. Çünkü ne yerde ne de gökte hiçbir şey Allah’a gizli kalmaz.”(-14/38)

Allah, gizlediğinizi de açıkladığınızı da bilir.(-16/19)

Eğer sen, sözü açıktan söylersen, bilesin ki O,gizliyi de, gizlinin gizlisini de bilir.(-20/7)

(Peygamber) dedi ki: Rabbim, yerde ve gökte (söylenmiş) her sœzü bilir. O, hakkıyla işiten ve bilendir.(-21/4)

Şüphesiz Allah sözün açığını da bilir, gizli tuttuklarınızı da bilir.(-22/110)

Bilmez misin ki, Allah, yerde ve gökte ne varsa bilir? Bu, bir kitapta (levh-i mahfuzda) mevcuttur. Bu (eşya ve olayların bilgisine sahip olmak), Allahiçin çok kolaydır.(-22/70)

Onların önlerindekini de, arkalarındakini de (yaptıklarını da, yapacaklarını da) bilir. Bütün işler Allah’a döndürülür.(-22/76)

Allah, gaybı da şehâdeti de bilendir. O, müşriklerin ortak koştukları şeylerden çok yüce ve münezzehtir.(-23/92)

Ey iman edenler! Şeytanın adımlarını takip etmeyin. Kim şeytanın adımlarını takip ederse, muhakkak ki o, edepsizliği (yüz kızartıcı suçları) ve kötülüğü emreder. Eğer üstünüzde Allah’ın lütüf ve merhameti olmasaydı, içinizden hiçbir kimse asla temize çıkamazdı. Fakat Allah dilediğini arındırır. Allah işitir ve bilir.(-24/21)

….. İffetli davranmaları kendileri için daha hayırlıdır. Allah işitendir, bilendir.(-24/60)

Rabbin,onların, sînelerinde gizlediklerini de, açığa vurduklarını da bilir.(-28/69)

Kim Allah’a kavuşmayı umuyorsa, bilsin ki Allah’ın tayin ettiği o vakit elbet gelecektir. O, her şeyi işiten ve bilendir.(-29/5)

(Resûlüm!) sana vahyedilen Kitab’ı oku be namazı kıl. Muhakkak ki, namaz, hayâsızlıktan ve kötülükten alıkoyar. Allah’ı anmak elbette (ibadetlerin) en büyüğüdür. Allah yaptıklarınızı bilir.(-29/45)

De ki: Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter. O, göklerde ve yerde ne varsa bilir. Bâtıla inanıp Sllah’ı inkâr edenler (var ya), işte ziyana uğrayanlar onlardır.(-29/52)

Nice canlı var ki, rızkını (yanında) taşımıyor. Onlara da size de rızık veren Allah’tır. O, her şeyi işitir ve bilir.(-29/60)

(Resûlüm!) inkâr edenin inkarı seni üzmesin. Onların dönüşü ancak bizedir. İşte o zaman yaptıklarını kendilerine haber veririz. Allah kalplerde olanı şùphesiz çler iyi bilir.(-31/23)

Kıyamet vakti hakkındaki bilgi, ancak Allah’ın katındadır. Yağmuru O yağdırır,rahimlerde olanı O bilir. Hiç kimse yarın ne kazanacağını bilmez. Yine hiç kimse nerede öleceğini bilmez. Şüphesiz Allah, her şeyi bilendir, her şeyden haberdardır.(-31/34)

İşte, görülmeyeni de görüleni de bilen, mutlak galip be merhamet sahibi O’dur.(-32/6)

Yerin içine gireni ve ondan çıkanı, gökten ineni, oraya çıkanı bilir. O, esirgeyendir, bağışlayandır.(-34/2)

Allah, göklerin ve yerin gaybını bilir. O, kalplerin içinde ne varsa O’nu da hakkıyla bilendir.(-35/38)

….. Nihayet hepinizin dönüp gidişi, Rabbinizedir. Yaptıklarınızı O size haber verir. Çünkü O, kalplerde olan herşeyi hakkıyla bilendir.(-39/7)

De ki: Ey gökleri ve yeri yaratan, gizliyi de aşkârı da bilen Allah! Kullarının arasında, ayrılığa düştükleri şeyin hükmünü ancak sen vereceksin.(-39/46)

Allah, gözlerin hain bakışını ve kalplerin gizlediğini bilir.(-40/19)

Kıyamet gününün bilgisi, O’na havale edilir. O’nun bilgisi dışında hiçbir meyve (çekirdeği) kabuğunu yarım çïkamaz, hiçbir dışı gebe kalmaz vu doğurmaz. …..(-41/47)

Göklerin ve yerin anahtarları O’nun dur dilediğine rızkı bol verir, dilediğinden de kısar. O, her şeyi bilendir.(-42/12)

….. Şüphesiz O, kalplerde olanları bilendir.(-42/24)

O, kullarının tevbesini kabul eden, kütülükleri bağışlayan ve yaptıklarınızı bilendir.(-42/25)

O ilktir, sondur, zâhirdir, bâtındır. O, her şeyi bilendir.(-57/3)

Geceyi gündüze katar, gündüzü de geceye katar. O, kalplerde olanı bilir.(-57/6)

Göklerde ve yerde olanları Allah’ın nildiğini görmüyor musun? Üç kişinin gizli konuştuğu yerde dördüncüsü mutlaka O’dur. Beş kişinin gizli konuştuğu yerde altıncısı mutlaka O’dur. Bunlardan az veya çok olsunlar ve nerede bulunurlarsa bulunsunlar mutlaka o, onlarla beraberdir. Sonra kıyamet günü onlara yaptıklarını haber verecektir. Doğrusu Allah, her şeyi bilendir.(-58/7)

O, öyle Allah’tır ki, O’ndan başka tanrı yoktur. Görülmeyeni ve görüleni bilendir. O, esirgeyendir, bağışlayandır.(-59/22)

Göklerde ve yerde olanları bilir. Gizlediklerinizi ve açığa vurduklarınızı da bilir. Allah kalplerde olanı bilendir.(-64/4)

Allah’ın izni olmaksızın hiçbir musibet isabet etmez. Kim Allah’a inanırsa, Allah O’nun kalbini doğruya götürür. Allah her şeyi bilendir.(-64/11)

Görülmeyeni ve görüleni bilendir. Üstündür, Hikmet sahibidir.(-64/18)

Sözünüzü ister gizleyin, ister açığa vurun; bilin ki O, kalplerin içindekini bilmektedir.(-67/13)

Hiç yaratan bilmez mi? O, en ince işleri görüp bilmektedir ve her şeyden haberdardır.(-67/14)

7. ALLAH HER ŞEYİ GÖRÜR

Yemin olsun ki, sen onları yaşamaya karşı insanların en düşkünü olarak bulursun. Putperestlerden her biri de arzular ki, bin sene yaşasın. Oysa yaşatılması hiç kimseyi azaptan uzaklaştırmaz. Allah onların yapmakta olduklarını eksiksiz görür.(-2/96)

Namazı kılın, zekâtı verin, önceden kendiniz için yattığınız her iyiliği Allah’ın kstınfadır bulacaksınız. Şüphesiz Allah, yapmakta olduklarınızı noksansız görür.(-2/110)

….. Allah’tan korkun. Bilin ki Allah, yapmakta olduklarınızı görür.(-2/233)

….. Şüphesiz Allah yapmakta olduklarınızı hakkıyle görür.(-2/237)

(Resûlüm!) De ki: Size bunlardan daha iyisini bildireyim mi? Takvâ sahipleri için Rapleri yanında, içinden ırmaklar akan, ebediyen kalacakları cennetler, tertemiz eşler ve (hepsinin üstünde)
Allah’ın hoşnutluğu vardır. Allah kullarını çok iyi görür.(-3/15)

Eğer seninle tartışmaya girerlerse de ki: “Bana uyanlarla birlikte ben kendimi Allah’a teslim ettim.” Ehl-i kitaba ve ümmîlere de: “Siz de Allah’a teslim oldunuz mu?”de. Eğer teslim oldularsa doğru yolu buldular demektir. Yok eğer yüz çevirdilerse sana düşen, yalnızca duyurmaktır. Allah kullarını çok iyi görmektedir.(-3/20)

Allah size, mutlaka emanetleri ehli olanlara vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder. Allah size ne kadar güzel öğütler veriyor! Şüphesiz Allah her şeyi işitici, her şeyi görücüdür.(-4/58)

Kim dünya mükâfatını isterse (bilsin ki) dünyanın da ahiretin de mükâfatı Allah katındsdır. Allah her şeyi işiten ve her şeyi görendir.(-4/134)

Bir gece, kendisine âyetlerimizden bir kısmını gösterelim diye (Muhammed) kulunu Mescid-i Harâm’dan, çevresini mübarek, kıldığımız Mescid-i Aksâ’ya götüren Allah noksan sıfatlardan münezzehtir; O, gercekten işitendir, görendir.

Nuh’tan sonraki nesillerden nicelerini helâk ettik. Kullarının günahlarını bilen ve gören olarak Rabbim yeterlidir.(-17/17)

Rabbin rızkı dilediğine bol verir, dilediğine daraltır. Şüphesiz ki O, kullarından haberdardır, (onları) çok iyi görür.-(17/30)

De ki: Benimle sizin aranızda gerçek şahit olarak Allah kâğıdın. Zira O, kullarını hakikaten bilip görmektedir.(-17/96)

Böylece (Allah, haksızlığa uğrayana yardım edecektir ve buna kadirdir). Çünkü Allah, geceyi gündüze katar, gündüzü geceye katar. Şu da muhakkak ki Allah, hakkıyla işiten ve görendir.(-22/61)

Allah meleklerden de elçiler seçer, insanlardan da. Şüphesiz Allah işitendir, görendir.(-22/75)

Geniş zırhlar imal et, dokumasını ölçülü yap. (Ey Davud hanedanı!) İyi işler yapın. Kuşkusuz ben, yaptıklarınızı görmekteyim, diye (vahyettik).(-34/11).

Sana vahyettiğimiz kitap, kendinden öncekini(semavi kitapları) doğrulayıcı olarak gelen gerçektir. Allah, kullarının (her halinden) haberdardır, görendir.(-35/31)

Eğer Allah, yaptıkları yüzünden insanları (hemen) cezalandırsaydı, yeryüzünde hiçbir canlı yaratık bırakmazdı. Fakat Allah,onları belirtilmiş bir süreye kadar erteliyor. Vakitleri gelince (gerekeni yapar). Kuşkusuz Allah, kullarını görmektedir.(-35/45)

Allah, adaletle hükmeder. O’nu bırakıp taptıkları ise, hiçbir şeye hükmedemezler. Şüphesiz Allah, hakkıyla işiten ve görendir.(-40/20)

Size söylediklerimi yakında hatırlayacaksınız. Ben işimi Allah’a havale ediyorum. Şühesiz Allah, kullarını çok iyi görendir.(-40/44)

Kendilerine gelmiş kesin bir delil olmaksızın, Allah’ın âyetleri hakkında münakaşa edenler var ya, hiç şüphe yok ki, onların kalplerinde, asla yetişemeyecekleri bir büyüklük hevesinden başka bir şey yoktur. Sen Allah’a sığın. Kuşkusuz O, işiten ve görendir.(-40/56)

O, gökleri ve yeri yoktan yaratandır. Size kendinizden eşler, hayvanlardan da (kendilerine) eşler yaratmıştır. Bu suretle çoğamanızı sağlamıştır. O’nun benzeri hiçbir şey yoktur. O işitendir, görendir.(-42/11)

Allah kullarına rızkı bol bol verseydi, yeryüzünde azarlardı. Fakat O, (rızkı) dilediği ölçüde indirir. Çünkü o, kullarının haberini alandır, onları görendir.(-42/27)

O, gökleri ve yeri altı günde yaratan, sonra Arş’ın üzerine istivâ edendir. Yere gireni ve ondan çıkanı, gökten ineni ve oraya yükseleni bilir. Nerede olsanız, O sizinle beraberdir. Allah yaptıklarınızı görür.(-57/4)

Üstlerinde kanatlarını aça-kapata uçan kuşları (hiç) görmediler mi ? Onları (havada) rahmân olan Allah’tan başkası tutmuyor. Şüphesiz O her şeyi görmektedir.(-67/19)

Oysa gerçekten Rabbi onu görüyordu.(-85/15)

8.ALLAH HER ŞEYİ İŞİTİR

Bir zamanlar İbrahim, İsmail ile beraber Beytullah’ın temellerini yükseltiyor, (şöyle diyorlardı:) Ey Rabbimiz! Bizden bunu kabul buyur; şüphesiz sen işitensin, bilensin.(-2/127)

Eğer onlar da sizin inandığınız gibi inanırlarsa doğru yolu bulmuş olurlar; dönerlerse mutlaka anlaşmazlık içine düşmüş olurlar. Onlara karşı Allah sana yeter. O işitendir, bilendir.(-2/137)

Her kim bunu işittikten ve kabullendikten sonra vasiyeti değiştirirse,günahı onu değiştirenleredir.Şüphesiz Allah (her şeyi) işitir ve (her şeyi) bilir.(-2/181)

Yeminlerinizden dolayı Allah’ı (O’nun adını), iyilik etmemize, O’ndan sakınmanıza ve insanların arasını düzeltmenize engel kılmayın. Allah işitir ve bilir.(-2/224)

Eğer (müddeti içinde dönmeyip kadınlarını) boşamaya karar verirlerse (ayrılırlar). Biliniz ki, Allah işitir ve bilir.(-2/227)

Allah yolunda savaşın ve bilin ki Allah, her şeyi işitir ve bilir.(-2/244)

Dinde zorlama yoktur. Artık doğrulukla eğrilik birbirinden ayrımıştır. O halde kim tâğutu reddedip Allah’a inanırsa, kopmayan sağlam kulpa yapışmıştır. Allah işitir ve bilir.(-2/256)

Allah birbirinden gelme bir nesil olarak Âdem’i, Nuh’u, İbrahim ailesi ile İmrân ailesini seçip âlemlere üstün kıldı. Allah işiten ve bilendir.(-3/33,34.)

İmrân’ın karısı şöyle demişti: “Rabbim! Karnımdakini azatlı bir kul olarak sırf sana adadım. Adağımı kabul buyur. Şüphesiz (niyazımı) hakkıyla işiten ve (niyetimi) bilen sensin.”(-3/35)

Orada Zekeriyya, Rabbine dua etti: Rabbim! Bana tarafından hayırlı bir nesil bağışla. Şüphesiz sen duayı hakkıyla işitensin, dedi.(-3/38)

Hani sen, sabah erkenden müminleri savaş mevzilerine yerleştirmek için ailenden ayrılmıştın…-Allah, hskkıyle işiten ve bilendir.-(-3/121)

Allah size, mutlaka emanetleri ehli olanlara vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder. Allah size ne kadar güzel öğütler veriyor! Şüphesiz Allah her şeyi işitici, her şeyi görücüdür.(-4/58)

Kim dünya mükâfatını isterse (bilsin ki) dünyanın da ahiretin de mükâfatı Allah katındadır. Allah her şeyi işiten ve her şeyi görendir.(-4/134)

Allah kötü sözün açıkça söylenmesini sevmez; ancak haksızlığa uğrayan başka. Allah her şeyi işitici ve bilicidir.(-4/148)

Gecede ve gündüzde barınan her şey O’nundur. O her şeyi işitendir, bilendir.(-6/13)

Rabbinin sözü, doğruluk ve adalet bakımından tamamlanmıştır. O’nun sözlerini değiştirecek kimse yoktur. O işitendir, bilendir.(-6/115)

Eğer şeytanın filtresi seni dürterse hemen Allah’a sığın. Çünkü O, işitendir, bilendir.(-7/200)

Eğer onlar barışa yanaşırlarsa sen de ona yanaş ve Allah’a tevekkül et, çünkü O işitendir, bilendir.(-8/61)

(Resûlüm) onların ( inkârcıların) sözleri seni üzmesin. Çünkü bütün izzet (ve üstünlük) Allah’ındır. O, işitendir, bilendir.(-10/65)

Rabbi onun duasını kabul etti ve onların hilesini uzaklaştırdı. Çünkü O çok iyi işiten, pek iyi bilendir.(-12/34)

“İhtiyar halimde bana İsmail’i ve İshak’ı lütfeden Allah’a hamdolsun! Şüphesiz Rabbim duayı işitendir.”(-14/39)

(Peygamber) dedi ki: Rabbim, yerde ve gökte (söylenmiş) her sözü bilir. O, hakkıyla işiten ve bilendir.(-21/4)

Ey iman edenler! Şeytanın adımlarını takip etmeyin. Kim şeytanın adımlarını takip ederse, muhakkak ki o, edepsizliği (yüzkızartıcı suçları) ve kötülüğü emreder. Eğer üstünüzde Allah’ın lütuf ve merhameti olmasaydı, içinizden hiçbir kimse asla temize çıkamazdı. Fakat Allah dilediğini arındırır. Allah işitir ve bilir.(-24/21)

Bir nikâh ümidi beslemeden, çocuktan kesilmiş yaşlı kadınların, zinetleri (yabancı erkeklere) teşhir etmeksizin (bazı) elbiselerini çıkarmalarında kendilerine bir vebal yoktur. İffetli davranmaları kendileri için daha hayırlıdır. Allah işitendir, bilendir.(-24/60)

Çünkü her şeyi işiten, her şeyi bilen O’dur.(-26/220)

Kim Allah’a kavuşmayı umuyorsa, bilsin ki Allah’ın tayin ettiği o vakit elbet gelecektir. O, her şeyi işiten ve bilendir.(-29/5)

Nice canlı var ki, rızkını (yanında) taşımıyor. Onlara da size de rızık veren Allah’tır. O, her şeyi işitir ve bilir.(-29/60)

De ki: Eğer (haktan) saparsam, kendi aleyhime sapmış olurum. Eğer doğru yolu bulursam, bu da Rabbimin bana vahyettiği (Kur’an) sayesindedir. Şüphesiz O, işitendir, yakındır.(-34/50)

Allah, adaletle hükmeder. O’nu bırakıp taptıkları ise, hiçbir şeye hükmedemezler. Şüphesiz Allah, hakkıyla işiten ve görendir.(-40/20)

Kendilerine gelmiş kesin bir delil olmaksızın, Allah’ın âyetleri hakkında münakaşa edenler var ya, hiç şüphe yok ki, onların kalplerinde, asla yetişemeyecekleri bir büyüklük hevesinden başka bir şey yoktur. Sen Allah’a sığın. Kuşkusuz O, işiten ve görendir.(-40/56)

Eğer şeytandan gelen kötü birndüşünce seni dürtecek olursa, hemen Allah’a sığın. Çünkü O, işiten, bilendir.(-42/36)

O, gökleri ve yeri yoktan yaratandır. Size kendinizden eşler,mhayvanlardsn da (kendilerine) eşler yaratmıştır. Bu suretle çoğalmanızı sağlamıştır. O’nun benzeri hiçbir şey yoktur. O işitendir, görendir.(-42/11)

Kocası hakkında seninle tartışan ve Allah’a şikâyette bulunan kadının sözünü Allah işitmiştir. Allah, sizin konuşmanızı işitir. Çünkü Allah işitendir, bilendir.(-58/1)

9. ALLAH HİÇBİR ŞEYE BENZEMEZ

(O) göklerin,merin ve ikisi arasındaki şeylerin Rabbidir. Şu halde O’na kulluk et; O’na kulluk etmek için sabırlı ve merhametli ol. O’nun bir adaşı (benzeri) olduğunu biliyor musun? (Asla benzeri yoktur).(-19/65)

O,gökleri ve yeri yoktan yaratandır. Size kendinizden eşler, hayvanlardan da (kendilerine) eşler yaratmıştır. Bu suretle çoğalmanızı sağlamıştır. O’nun benzeri hiçbir şey yoktur. O işitendir görendir.(-42/11)

De ki: O, Allah birdir. Allah sameddir. O, doğurmamış ve doğmamıştır. O’nun hiçbir dengi yoktur.(-112/1,2,3,4.)

10. ALLAH KENDİLİĞİNDEN VARDIR

….. O, doğurmamıştır ve doğmamıştır. …..(-112/1,2,3,4.)

11.ALLAH SÖZ SÖYLER

Bu durum devam ederken Âdem, Rabbinden bir takım ilhamlar aldı ve derhal tevbe etti. Çünkü Allah tevbeleri kabul eden ve merhameti bol olandır.(-2/37)

Bir kısım peygamberleri sana daha önce anlattık, bir kısmını ise sana anlatmadık. Ve Allah Musa ile gerçekten konuştu.(-4/164)

Andolsun ki senden önceki peygamberler de yalanlanmıştı. Onlar, yalanlanmalarına ve eziyet edilmelerine rağmen sabrettiler, sonunda yardımımız onlara yetişti. Allah’ın kelimelerini (kanunlarını) değiştirebilecek hiçbir kimse yoktur. Muhakkak ki peygamberlerin haberlerinden bazısı sana da geldi.(-6/34)

Rabbinin sözü, doğruluk ve adalet bakımından tamamlanmıştır. O’nun sözlerini değiş girecek kimse yoktur. O işitendir, bilendir.(-6/115)

De ki: Ey insanlar! Gerçekten ben sizin hepinize, göklerin ve yerin sahibi olan Allah’ın elçisiyim. Ondan başka tanrı yoktur, O diriltir ve öldürür. Öyle ise Allah’a ve ümmî Prygamber olan Resûlüne -ki o, Allah’a ve O’nun sözlerine inanır- iman edin ve O’na uyun ki doğru yolu bulasınız.(-7/158)

Rabbinin Kitab’ından sana vahyedileni oku. O’nun kelimelerini değiştirebilecek yoktur. O’ndan başka bir sığınak da bulamazsın.(-18/27)

De ki: Rabbimin sözleri için derya mürekkep olsa ve bir o kadar da ilâve getirsek dahi, Rabbimin sözleri bitmeden önce deniz tükenecektir.(-18/109)

Şayet yeryüzündeki ağaçlar kalem, deniz de arkasından yedi deniz katılarak (mürekkep olsa) yine Allah’ın sözleri (yazmakla) tükenmez. Şüphe yok ki Allah mutlak galip ve hikmet sahibidir.(-31/27)

12. ALLAH VARDIR

Böylece biz, kesin iman edenlerden olması için İbrahim’e göklerin ve yerin melekûtunu gösteriyorduk.(-6/75)

Ben hanîf olarak, yüzümü gökleri ve yeri yoktan yaratan Allah’a çevirdim ve ben müşriklerden değilim.(-6/79)

(Resûlüm!) de ki: Hamd olsun Allah’a, selam olsun seçkin kıldığı kullarına. Allah mı daha hayırlı, yoksa O’na koştukları ortaklar mı?(-27/59)

(Onlar mı hayırlı) yoksa ilk baştan yaratan, sonra yaratmayı tekrar eden ve sizi hem gökten hem yerden rızıklandıran mı? Allah’tan başka bir tanrı mı var! De ki: Eğer doğru söylüyorsanız siz kesin dililinizi getirin!(-27/64)

(Resûlüm!) de ki : düşündünüz mü hiç, eğer Allah üzerinizde geceyi ta kıyamet gününe kadar aralıksız devam ettirse, Allah’tan başka size bir ışık getirecek tanrı kimdir? Hâla işitmeyecek misiniz?(-28/71)

De ki: söyleyin bakalım, eğer Allah üzerinizde gündüzü ta kıyamet gününe kadar aralıksız devam ettirse, Allah’tan başka, istirahat edeceğiniz geceyi size getirecek tanrı kimdir? Hâla görmeyecek misiniz?(-28/72)

Rahmetinden ötürü Allah, geceyi ve gündüzü yarattı ki geceleyin dinlenesiniz, (gündüzün) O’nun fazlu kereminden (rızkınızı) arayasınız ve şükredesiniz.(/28/73)

Andolsun ki: “Gökleri ve yeri yaratan, güneşi ve ayı buyruğu altında tutan kimdir?” diye sorsan, mutlaka, ” Allah” derler. O halde nasıl (haktan) çevrilip dödürülüyorlar?(-29/61)

Allah rızkı kullarından dilediğine bol bol verir, dilediğine de kısar. Şüphesiz Allah her şeyi hakkıyla bilendir.(-29/62)

Andolsun ki onlara: “Gökten su indirip onunla ölümünün ardından yeryüzünü canlandıran kimdir?” diye sorsan, mutlaka, “Allah” derler. De ki: (Öyleyse) hamd da Allah’a mahsustur. Fakat onların çoğu (söyledikleri üzerinde) düşünmezler.(-29/63)

O ilktir, sondur, zâhirdir, bâtındır. O, her şeyi bilendir.(-57/3)

Üstlerinde kanatlarını aça-kapata uçan kuşları (hiç) görmediler mi? Onları (havada) rahmân olan Allah’tan başkası tutamıyor. Şüphesiz O her şeyi görmektedir.(-67/19)

De ki: Suyunuz çekiliverse, söyleyin bakalım, size kim bir akar su getirebilir?(-67/30)

13. ALLAH YARATICIDIR

O, yerde ne varsa hepsini sizin için yarattı. Sonra (kendine has bir şekilde) semaya yöneldi, yeti kat olarak yaratıp düzenledi (tanzim etti). O, her şeyi hakkıyla bilendir.

Meryem: Rabbim! Dedi, bana bir erkek eli değmediği halde nasıl çocuğum olur? Allah şöyle buyurdu: İşte böyledir, Allah dilediğini yaratır. Bir işe hükmedince ona sadece “Ol!” der; o da oluverir.(-3/47)

“Şüphesiz Allah, Meryem oğlu Mesîh’dir” diyenler andolsun ki kâfir olmuşlardır. De ki: Öyleyse Allah, Meryem oğlu Mesîh’i, anasını ve yeryüzündekilerin hepsini imha etmek isterse Allah’a kim bir şey yapabilecektir (O’na kim bir şeyle engel olabilecektir)! Göklerde, yerde ve ikisi arasında ne varsa hepsinin mülkiyeti Allah’a aittir. O dilediğini yaratır ve Aallah her şeye tam manasıyle kadirdir.(-5/17)

O, gökleri ve yeri hak (ve hikmet) ile yaratandır. “Ol!” dediği gün Herşey oluverir. O’nun sözü gerçektir. Sûr’a üflendiği gün de hükümranlık O’nundur. Gizliyi ve açığı bilendir ve O, Hikmet sahibidir, her şeyden haberdardır.(-6/73)

O, göklerin ve yerin eşsiz yaratıcısıdır. O’nun eşi olmadığı halde nasıl çocuğu olabilir! Her şeyi O yaratmıştır ve her şeyi hakkıyla bilen O’dur.(-6/101)

İşte Rabbiniz Allah O’dur. O’ndan başka tanrı yoktur. O, her şeyin yaratıcısıdır. Öyle ise O’na kulluk edin, O her şeye vekildir (güvenilip dayanılacak tek varlık O’dur) (-6/102)

Şüphesiz ki Rabbiniz, gökleri ve yeri altı günde yaratan, sonra Arş’a istivâ eden, geceyi, durmadan kendisini kovalayan gündüze bürüyüp örten; güneşi, ayı ve yıdızları emrine boyun eğmiş durumda yaratan Allah’tır. Bilesiniz ki, yaratmak da emretmek de O’na mahsustur. Âlemlerin Rabbi Allah ne yücedir!(-7/54)

(Resûlüm!) De ki: “Göklerin ve yerin rabbi kimdir?” de ki: “Allah’tır.” O halde de ki:”O’nu bırakıp da kendilerine fayda ya da zarar verme gücüne sahip olmayan dostlar mı edindiniz?” De ki: “Körle gören bir olur mu hiç? Ya da karanlıklarla aydınlık eşit olur mu?” Yoksa O’nun yarattığı gibi yaratan ortaklar buldular da bu yaratma onlarca birbirine benzer mi göründü? De ki: Allah her şeyi yaratandır. Ve O, birdir, karşı durulmaz güç sahibidir.(-13/16)

Şüphesiz Rabbin hakkıyla yaratan pek iyi bilendir.(-15/86)

Düşünmediler mi ki, gökleri ve yeri yaratmış olan Allah, kendilerinin benzerini yaratmaya da kadirdir! Allah, onlar için bir vâde takdir etti. Bunda şüphe yoktur. Ama zalimler, inkârcılıktan başkasını kabullenmediler.(-17/99)

Allah, her canlıyı sudan yarattı. İşte bunlardan kimi karnı üstünde sürünür, kimi iki ayağı üstünde yürür, kimi dört ayağı üstünde yürür…Allah dilediğini yaratır; şüphesiz Allah her şeye kadirdir.(-24/45)

Rabbin, dilediğini yaeatır ve seçer. Onların seçim hakkı yoktur. Allah, onların ortak koştuklarından münezzehtir ve şânı yücedir.(-28/68)

İlkin mahlûkunu yaratıp (ölümünden) sonra bunu (yaratmayı) tekrarlayan O’dur, ki bu, O’nun için pek kolaydır. Göklerde ve yerde (tecelli eden) en yüce sıfat O’nundur. O, mutlak güç ve hikmet sahibidir.(-30/27)

Allah, (o yüce varlıktır) ki sizi yaratmış, sonra rızıklandırmışrır; sonra O, hayatınızı sona erdirecek, daha sonra da sizi (tekrar) diriltecektir. Peki sizin (Allah’a eş tuttuğunuz) ortaklarınız içinde bunlardan birini yapabilecek var mı? Allah onların ortak koştuklarından münezzehtir ve yücedir.(-30/40)

Sizi güçsüz yaratan, sonra güçsüzlüğün ardından kuvvet veren ve sonra kuvvetin ardından güçsüzlük ve ihtiyarlık veren, Allah’tır. O, dilediğini ysratır. O, hakkıyla bilendir,müstün kudret sahibidir.(-30/54)

O (Allah) ki, yarattığı her şeyi güzel yapmış ve ilk başta insanı çamurdan yaratmıştır.(-32/7)

Gökleri ve yeri yaratan, melekleri ikişer, üçer, dörder kanatlı elçiler yapan Allah’a hamdolsun. O, yaratmada dilediği arttırmayı yapar. Şüphesiz Allah, her şeye gücü yetendir.(-35/1)

Gökleri be yeri yaratan, onların benzerlerini yaratmaya kadir değil midir? Evet! Elbette kadirdir. O, her şeyi hakkıyla bilen yaratıcıdır.(-36/81)

İşte O, her şeyin yaratıcısı olan Rabbiniz Allah’dır. O’ndan başka tanrı yoktur. O halde nasıl olup da döndürülüyorsunuz!(-40/62)

Göklerin ve yerin mülkü Allah’ındır. Dilediğini yaratır; dilediğine kız çocukları, dilediğine de erkek çocukları hahşeder.(-42/49)

Biz, her şeyi bir ölçüye göre yarattık.(-54/49)

Sizi biz yarattık. Tasdik etmeniz gerekmez mi?(-56/57)

Söyleyin öyleyse, (rahimlere) döktüğünüz meni nedir?(-56/58)

O’nu siz mi yaratıyorsunuz yoksa yaratan biz miyiz?(-56/59)

O, yaratan, var eden, şekil veren Allah’tır. En güzel isimler O’nundur. Göklerde ve yerde olanlar O’nun şânını yüceltmektedir. O, galiptir, hikmet sahibidir.(-59/24)

Sizi yaratan O’dur. Böyle iken kiminiz kâfir, kiminiz mümindir. Allah yaptıklarınızı görendir.(-64/2)

14. ALLAH’IN HER ŞEYE GÜCÜ YETER

Göklerin ve yerin hükümranlığı Allah’ındır. Allah’ın her şeye gücü yeter.(-3/189)

De ki: “Allah’ın size üstünüzden (gökten) veya ayaklarınızın altından (yerden) bir azap göndermeğe ya da birbirinize düşürüp kiminize kiminizin hıncını tattırmaya gücü yeter.” bak, anlasınlar diye âyetlerimizi nasıl açıklıyoruz!(-6/65)

Gökten uygun bir ölçüde yağmur indirip O’nu arzda durdurduk. Bizim onu gidermeye de elbet gücümüz yeter.(-23/18)

Sudan (meniden) bir insan yaratıp onu nesep ve sıhriyet (kan ve evlilik bağından doğan) yakınlığa dönüştüren O’dur. Rabbinin her şeye gücü yeter.(-25/54)

Gökleri ve yeri yaratan, melekleri ikişer,üçer, dörder kanatlı elçiler yapan Allah’a hamdolsun. O, yaratmada dilediği arttırmayı yapar. Şüphesiz Allah, her şeye gücü yetendir.(-35/1)

Yahut onları, hem erkek hem de kız çocukları olmak üzere çift verir.bdilediğini de kısır kılar. O, her şeyi bilendir, her şeye gücü yetendir.(-42/50)

Göklerin ve yerin mülkü O’nundur. O, diriltir, öldürür. O, her şeye gücü yetendir.(-57/2)

Mutlak hükümranlık elinde olan Allah, yüceler yücesidir ve O’nun her şeye gücü yeter.(-67/1)

Şu halde (işin gerçeği) öyle (umdukları gibi) değil! Doğuların ve batıların Rabbine yemin ederin ki, şüphesiz onların yerine daha iyilerini getirmeye bizim gücümüz yeter ve kimse bizim önümüze geçemez.(-70/40,41)

Evet, bizim, O’nun parmak uçlarını bile aynen eski haline getirmeye gücümüz yeter.(-75/4)

Peki (bunları yapan) Allah’ın, ölüleri tekrar diriltmeye gücü yetmez mı?(-75/40)

15.ALLAH HER ŞEYE KADİRDİR

(O esnada) şimşek sanki gözlerini çıkaracakmış gibi çakar, onlar için etrafı aydınlatınca orada birazcık yürürler, karanlık üzerlerine çökünce de oldukları yerde kalırlar. Allah dileseydi elbette onların kulaklarını sağır, gözlerini kör ederdi. Allah şüphesiz her şeye kadirdir.(-2/20)

Biz, bir âyetin hükmünü yürürlükten kaldırır veya onu unutturursak (ertelersek) mutlaka daha iyisini veya benzerini getiririz. Bilmez misin ki Allah her şeye kadirdir.(-2/106)

Ehl-i kitaptan çoğu, hakikat kendilerine apaçık belli olduktan sonra, sırf içlerindeki kıskançlıktan ötürü, sizi imanınızdan vazgeçirip küfre döndürmek istediler. Yine de siz, Allah onlar hakkındaki emrini getirinceye kadar affedin bağışlayın. Şüphesiz Allah her şeye kadirdir.(-2/109)

Herkesin yöneldiği bir kıblesi vardır. (Ey müminler!) Siz hayır işlerinde yarışın. Nerede olursanız olun sonunda Allah hepinizi bir araya getirir. Şüphesiz Allah her şeye kadirdir.(-2/148)

Yahut görmedin mi o kimseyi ki, evlerinin duvarları çatıları üzerine çökmüş (alt üst olmuş) bir kasabaya uğradı;”Ölümünden sonra Allah bunları nasıl diriltir acaba!” dedi. Bunun üzerine Allah O’nu öldürüp yüz sene bıraktı; sonra tekrar diriltti. Ne kadar kaldın? dedi. “Bir gün yahut daha az” dedi. Allah ona:Hayır, yüz sene kaldın. Yiyeceğine ve içeceğine bak, henüz bozulmamıştır. Eşeğine de bak. Seni insanlara bir ibret kılalım diye (yüz sene ölü tuttuk, sonra tekrar diriltdik). Şimdi sen kemiklere bak, onları nasıl düzenliyor, sonra ona nasıl et giydiriyoruz, dedi. Durum kendisine anlaşılınca: Şimdi iyice biliyorum ki, Allah her şeye kadirdir, dedi.(-2/259)

Göklerde ve yerdekilerin hepsi Allah’ındır. İçinizdekileri açığa vursanız da gizleseniz de Allah ondan dolayı sizi hesaba çekecektir, sonra dilediğini affeder, dilediğine de azap eder. Allan her şeye kadirdir.(-2/284)

(Resûlüm!) De ki: Mülkün gerçek sahibi olan Allah’ım! Sen mülkü dilediğine verirsin ve mülkü dilediğinden geri alırsın. Dilediğini yüceltir, dilediğini de alçaltırsın. Her türlü iyilik senin elindedir. Gerçekten sen her şeye kadirsin.(-3/26)

De ki: İçinizdekileri gizleseniz de açığa vursanız da Allah onu bilir. Göklerde ve yerde olanları da bilir. Allah her şeye kadirdir.(-3/29)

Ey insanlar! Allah dilerse sizi yokluğa gönderip başkalarını getirir; Allah buna kadirdir.(-4/133)

Bir iyiliği açıklar yahut gizlerseniz veya bir kötülüğü (açıklamayıp) affederseniz, şüphesiz Allah da ziyadesiyle affedici ve kadirdir.(-4/149)

“Şüphesiz Allah, Meryem oğlu Mesîh’dir” diyenler andolsun ki kâfir olmuşlardır. De ki: Öyleyse Allah, Meryem oğlu Mesîh’i, anasını ve yeryüzündekilerin hepsini imha etmek isterse Allah’a kim bir şey yapabilecektir (O’na kim bir şeyle engel olabilecektir)! Göklerde, yerde ve ikisi arasında ne varsa hepsinin mülkiyeti Allah’a aittir. O dilediğini yaratır ve Allah her şeye tam manasıylekadirdir.(-5/17)

Ey ehl-i kitap! Peygamberlerin arası kesildiği bir sırada size elçimiz geldi. Gerçekleri size açıklıyor ki (kıyamette): ” Bize bir müjdeleyici ve uyarıcı gelmedi” demiyesiniz. İşte size müjdeleyici ve uyarıcı gelmiştir. Allah her şeye hakkıyle kadirdir.(-5/19)

Bilmezmisin ki, göklerde ve yerde ne varsa hepsinin mülkiyeti Allah’a aittir; dilediğine azap eder ve dilediğini bağışlar. Allah her şeye hakkıyle kadirdir.(-5/40)

Göklerin, yerin ve içlerindeki her şeyin mülkiyeti Allah’ındır, O, her şeye hakkıyle kadirdir.(-5/120)

Eğer Allah seni bir zarara uğratırsa, onu kendisinden başka giderecek yoktur. Ve eğer sana bir hayır verirse, (bunu da geri alacak yoktur). Şüphesiz O her şeye kadirdir.(-6/17)

O’na Rabbinden bir mucize indirilseydi ya! dediler. De ki: Şüphesiz Allah mucize indirmeye kadirdir. Fakat onların çoğu bilmezler. (-6/37)

Eğer Allah’a ve hak ile bâtılın ayrıldığım gün,iki ordunun birbiri ile karşılaştığı gün (Bedir savaşında) kulumuza indirdiğimize inanmışsanız, bilin ki, ganimet olarak aldığınız herhangi bir şeyin beşte biri Allah’a,Resûlüne, O’nun akrabalarına, yetimlere, yoksullara ve yolcuya aittir. Allah herşeye hakkıyla kadirdir.(-8/41)

Eğer (gerektiğinde savaşa) çıkmazsanız, (Allah) sizi pek elem verici bir azap ile cezalandırır ve yerine sizden başka bir kavim getirir; siz (savaşa çıkmamazlar) O’na hiçbir zarar veremezsiniz. Allah her şeye kadirdir.(-9/39)

Dönüşünüz yalnız Allah’adır. O, her şeye kadirdir.(-11/4)

Göklerin ve yerin gaybı Allah’a aittir. Kıyametin kopması ise, göz açıp kapama gibi veya daha az bir zamandan ibarettir. Şüphesiz Allah, her şeye kadirdir.(-16/77)

Düşünmediler mi ki, gökleri ve yeri yaratmış olan Allah, kendilerinin benzerini yaratmaya da kadirdir! …..(-17/99)

Çünkü Allah hakkın ta kendisidir; O, ölüleri diriltir; yine O, her şeye hakkıyla kadirdir.(-22/6)

Kendileriyle savaşılanlara (müminlere), zulme uğramış olmaları sebebiyle, (savaş konusunda) izin verildi. Şüphe yok ki Allah, onlara yardıma mutlak surette kadirdir.(-22/39)

Allah, her canlıyı sudan yarattı. İşte bunlardan kimi karnı üstünde sürünür, kimi iki ayağı üstünde yürür, kimi dört ayağı üstünde yürür… Allah dilediğini yaratır; şüphesiz Allah her şeye kadirdir.(-24/45)

De ki: Yeryüzünde gezip dolaşın da, Allah ilk baştan nasıl yaratmış bir bakın. Allah bundan sonra (aynı şekilde) ahiret hayatını da yaratacaktır. Gerçekten Allah her şeye kadirdir.(-29/20)

Gökleri be yeri yaratan, onların benzerlerini yaratmaya kadir değil midir? Evet! Elbette kadirdir. O, her şeyi hakkıyla bilen yaratıcıdır.(-36/81)

Yoksa onlar Allah’tan başka dostlar mı edindiler? Halbuki dost yalnız Allah’tır. O ölüleri diriltir, her şeye kadirdir.(-42/9)

Gökleri ve yeri yaratan, bunları yaratmakla yorulmayan Allah’ın, ölüleri diriltmeye de gücünün yeteceğini düşünmezler mı? Evet O, her şeye kadirdir.(-46/33)

Henüz elde edemediğiniz başka ganimetler de vardır ki, onlar Allah’ın bilgi ve kudreti dahilindedir. Allah, her şeye kadirdir.(-48/21)

…..Fakat Allah, peygamberlerini dilediği kimselere karşı üstün kılar. Allah her şeye kadirdir.(-59/6)

Allah, yedi kat göğü ve yerden bir o kadarını yaratandır. Ferman bunlar arasından inip durmaktadır ki, böylece Allah’ın her şeye kadir olduğunu ve her şeyi ilmiyle kuşattığını bilesiniz.(-65/12)

Ey iman edenler! Samimi bir tevbe ile Allah’a dönün. Umulur ki Rabbiniz sizin kötülüklerinizi örter. Peygamberi ve Onunla birlikte iman edenleri utandırmayacağı günde Allah sizi, içlerinden ırmaklar akan cennetlere sokar. Onların önlerinden ve sağlarından (amellerinin) nûrları aydınlatıp gider de, “Ey Rabbimiz! Nûrumuzu bizim için tamamla, bizi bağışla; çünkü sen her şeye kadirsin” derler.(-66/8)

İnsan neden yaratıldığına bir baksın! Atılan bir sudan yaratıldı. (O su) sırt ile göğüs kafesi arasından çıkar. İşte Allah (başlangıçta bu şekilde yarattığı) insanı tekrar yaratmaya da kadirdir.(-86/5,6,7,8.)

Continue ReadingALLAH’IN SIFATLARI

KUR’AN’DA SECDE ÂYETLERİ

Kuşkusuz Rabbin katındakiler O’na kulluk etmekten kibirlenmezler, O’nu tesbih eder ve yalnız O’na secde ederler.(-7/206)

Göklerde ve yerde bulunanlar da onların gölgeleri de sabah akşam ister istemez sadece Allah’a secde ederler.(-13/15)

Göklerde bulunanlar, yerdeki canlılar ve bütün melekler, büyüklük taslamadan Allah’a secde ederler.(-16/49)

De ki: Siz ona ister inanın, ister inanmayın; şu bir gerçek ki, bundan önce kendilerine ilim verilen kimselere o (Kur’an) okununca, derhal yüz üstü secdeye kapanırlar.(-17/107)

İşte bunlar, Allah’ın kendilerine nimetler verdiği peygamberlerden, Âdem’in soyundan, Nuh ile birlikte (gemide) taşıdıklarımızdan, İbrahim ve İsmail (yakub)’in soyundan, doğruya ulaştırdığımız ve seçkin kıldığımız kimselerdendir. Onlara, çok merhametli olan Allah’a âyetleri okunduğunda ağlayarak secdeye kapanırlardı.(-19/58)

Görmez misin ki,göklerde olanlar ve yerde olanlar, güneş, ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar, hayvanlar ve insanların birçoğu Allah’a secde ediyor; birçoğunun üzerine de azap hak olmuştur. Allah kimi hor ve hakir kılarsa, artık onu değerli kılacak bir kimse yoktur. Şüphesiz Allah dilediğini yapar.(-22/18)

Onlara: Rahmân’a secde edin! denildiği zaman:”Rahmân da neymiş! Bize emrettiğin şeye secde eder miyiz hiç!” derler ve bu emir onların nefretini arttırır.(-25/60)

(Şeytan böyle yapmış ki) göklerde ve yerde gizlediğini açığa çıkaran, gizlediğinizi ve açıkladığınızı bilen Allah’a secde etmesinler.(-27/25)

Bizim âyetlerimize ancak o kimseler inanırlar ki, bunlarla kendilerine öğüt verildiğinde, büyüklük taslamadan secdeye kapanırlar ve Rablerini hamd ile tesbih ederler.(-32/15)

…..Davud, kendisini denediğimizi sandı ve Rabbinden mağfiret dileyerek eğilip secdeye kapandı, tevbe edip Allah’a yöneldi.(-38/24)

Gece ve gündüz, güneş ve ay O’nun âyetlerindendir. Eğer Allah’a ibadet etmek istiyorsanız, güneşe de aya da secde etmeyin. Onları yaratan Allah’a secde edin!(-41/37)

Haydi Allah’a secde edip O’na kulluk edin!(-53/62)

Onlar kendilerine Kur’an okununca secde de etmezler.(-84/21)

Hayır, hayır! Eğer vazgeçmezse, derhal O’nu alnından (perçeminden), o yalancı, günahkâr alından (perçemden) yakalarız (cehenneme atarız). O, hemen gidip meclisini (kendi taraftarlarını) çağırsın. Biz de zebânîleri çağıracağız. Hayır! Ona uyma! Allah’a secde et ve (yalnızca O’na) yaklaş!(-96/15,16,17,18,19.)

Continue ReadingKUR’AN’DA SECDE ÂYETLERİ

KUR’AN ARAPÇADIR

Anlayasınız diye biz onu Arapça bir Kur’an olarak indirdik.(-12/2)

Ve böylece biz onu Arapça bir hüküm (hikmetli bir söz) olarak indirdik. Eğer sana gelen bu ilimden sonra, onların arzularına uyarsan, (işte o zaman) Allah tarafından senin ne bir dostun ne de koruyucun vardır.(-13/37)

(Resûlüm!) Biz Kur’an’ı, sadece, onunla Allah’tan sakınanları müjdeleyesin ve şiddetle karşı çıkan bir topluluğu uyarasın yiye senin dilinle(indirilip okuyarak) kolaylaştırdık.(-19/97)

Onu Rûhu’l-emîn (Cebrail) uyarıcılardan olasın diye, apaçık Arap diliyle, senin kalbine indirmiştir.(26/193,194,195.)

Andolsun ki biz, öğüt alsınlar diye, bu Kur’an’da insanlara her türlü misali verdik.(-39/27.)

Korunsunlar diye, pürüzsüz Arapça bir Kur’an indirdik.(-39/28.)

(Bu,) bilen bir kavim için, âyetleri Arapça okunarak açıklanmış bir kitaptır.(-41/3.)

Şehirlerin anası (olan Mekke’de) ve onun çevresinde bulunanları uyarman ve asla şüphe olmayan toplanma günüyle onları korkutman için, sana böyle Arapça bir Kur’an vahyettik. (İnsanların) bir bölümü cennette, bir bölümü de çılgın alevli cehennemdedir.(-42/7.)

Apaçık Kitab’a andolsun ki biz, anlayıp düşünmeniz için O’nu Arapça bir Kur’an kıldık.(-43/2,3.)

Ondan önce de bir rahmet ve rehber olarak Musa’nın kitabı vardır. Bu (Kur’an) da, zulmedenleri uyarmak ve iyilik yapanlara müjde olmak üzere Arap lisanıyla indirilmiş, doğrulayıcı bir kitaptır.(-46/12)

KUR’AN’I ANLAMAK

(Allah’ın emirlerini) onlara iyice açıklansın diye her peygamberi yalnız kendi kavminin diliyle gönderdik. Artık Allah dilediğini saptırır, dilediğini de doğru yola iletir. Çünkü O, güç ve hikmet sahibidir.(-14/4)

(Her peygamberin ancak kendi kavminin diliyle gönderilmiş olması, bütün insanlardan tek bir dil ile,mesela Arapça ile anlaşmalarının, yalvarıp niyazda bulunmalarının istenmediğini gösterir. Zaten bir âyet-i kerimede de konuşulan dillerin muhtelif olması dahi Allah’ın varlığının ve kudretinin delillerinden sayılmıştır. Bunun yanında bu âyet-i kerimenin işaret ettiği önemli noktalardan birisi de, Hakk’a davet ile uğraşanların içinde bulundukları toplumun dilini çok iyi bilmeleri gerektiği hususudur.)

Eğer biz O’nu, yabancı dilden bir Kur’an kılsaydık, diyeceklerdi ki: Ayetleri tafsilatlı şekilde açıklanmalı değil miydi? Arab’a yabancı dilden (kitap) olur mu? De ki: O, inananlar için doğru yolu gösteren bir kılavuzdur ve şifadır. İnanmayanlara gelince, onların kulaklarında bir ağırlık vardır ve Kur’an onlara kapalıdır. (Sanki) onlara uzak bir yerden bağırılıyor (da Kur’an’da ne söylendiğini anlamıyorlar.)(-41/44)

Diyanet İşleri Başkanlığın dikkatine sunulur.

Continue ReadingKUR’AN ARAPÇADIR

End of content

No more pages to load