KUR’AN AYETLERİ (3)

Rahman ve rahim olan Allah’ın adıyla.(-1/1)

Hamd (övme ve övünme), alemlerin Rabbi Allah’a mahsustur.(-1/2)

O, rahmandır ve rahimdir.(-1/3)

Ceza gününün malikidir.(-1/4)

(Rabbimiz!) Ancak sana kulluk ederiz ve yalnız senden medet umarız.(-1/5)

Bize doğru yolu göster.(-1/6)

Kendilerine lütüf ve ikramda bulunduğun kimselerin yolunu; gazaba uğramışların ve sapmışların yolunu değil!(-1/7)!

Âmin.

Elif.Lam.Mim.(-2/1)

O kitap (Kur’an); onda asla şüphe yoktur. O, müttakiler (sakınanlar ve arınmak isteyenler) için bir yol göstericidir.(-2/2)

Onlar gayba inanırlar, namaz kılarlar, kendilerine verdiğimiz mallardan Allah yolunda harcarlar.(-2/3)

Yine onlar, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler; ahiret gününe de kesinkes inanırlar.(-2/4)

İşte onlar, Rablerinden gelen bir hidayet üzeredirler ve kurtuluşa erenler de ancak onlardır.(-2/5)

Gerçek şu ki, kafir olanları (azap ile) korkutsan da korkutmasan da onlar için birdir; iman etmezler.(-2/6)

Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir. Onların gözlerine de bir çeşit perde gerilmiştir ve onlar için (dünya ve ahirette) bir azap vardır.(-2/7)

Onlara: Yeryüzünde fesat çıkarmayın, denildiği zaman, “Biz ancak ıslah edicileriz” derler.(-2/11)

Şunu bilin ki,onlar bozguncuların ta kendileridir, lakin anlamazlar.(-2/12)

Onlara: İnsanların iman ettiği gibi siz de iman edin, denildiği vakit “Biz hiç, sefihlerin (akılsız ve ahmak kişilerin) iman ettikleri gibi iman eder miyiz!” derler. Biliniz ki, sefihler ancak kendileridir, fakat bunu bilmezler (veya bilmezlikten gelirler).(-2/13)

…..- yakıtı, insan ve taş olan cehennem ateşinden sakının. Çünkü o ateş kafirler için hazırlanmıştır.(-2/24)

Kim, Allah’a, meleklerine, peygamberlerine,Cebrail’e ve Mikail’e düşman olursa bilsin ki Allah da inkârcı kafirlerin düşmanıdır.(-2/98)

“Biz, Allah’a ve bize indirilene; İbrahim, İsmail, İshak, Ya’kub ve esbata indirilene, Musa ve İsa’ya verilenlerle, Rableri tarafından diğer peygamberlere verilenlere,onlardan hiçbiri arasında fark gözetmeksizin inandık biz sadece Allah’a teslim olduk” deyin.(-2/136)

Sana, şarap ve kumar hakkında soru sorarlar. De ki: Her ikisinde de büyük bir günah ve insanlar için bir takım faydalar vardır. Ancak ner ikisinin de günahı faydasından daha büyüktür. . . . .(-2/219)

Kadınlarınız sizin için bir tarladır. Tarlanıza hasıl dilerseniz öyle varın. Kendiniz için önceden (uygun davranışlarla) hazırlık tapın. Allah’tan korkun, biliniz ki siz O’na kavuşacaksınız. (Ya Muhammed!) müminleri müjdele!(-2/223)

Allah, O’ndan başka tanrı yoktur; O, hayydir, kayyumdur. Kendisine ne uyku gelir ne de uyuklama. Göklerde ve yerdekilerin hepsi O’nundur. İzni olmadan O’nun katında kim şefaat edebilir? O, kullarının yaptıklarını ve yapacaklarını bilir. (O’na hiçbir şey gizli kalmaz.) O’nun bildirdiklerinin dışında insanlar O’nun ilminden hiçbir şeyi tam olarak bilemezler. O’nun kürsüsü gökleri ve yeri içine alır, onları koruyup gözetmek kendisine zor gelmez. O, yücedir, büyüktür.(-2/255)

Dinde zorlama yoktur. Artık doğrulukla eğrilik birbirinden ayrılmıştır. O halde kim tagutu reddedip Allah’a inanırsa, kopmayan sağlam kulpa yapışmıştır. Allah işitir ve bilir.(-2/256)

Şeytan sizi fakirlikle korkutur ve size cimriliği telkin eder. Allah ise size katından bir mağfiret ve bir lütuf vadeden. Allah herşeyi ihata eden ve herşeyi bilendir.(-2/268)

Faiz yiyenler (kabirlerinden) şeytan çarpmış kimselerin cinnet nöbetinden kalktığı gibi kalkarlar. Bu hal onların “Alım-satım tıpkı faiz gibidir” demeleri yüzündendir. Halbuki Allah, alım-satımı helal, faizi haram kılmıştır. …..(-2/275)

Allah faizi tüketir (Faiz karışan malın bereketini giderir), sadakaları ise bereketlendirir. Allah küfürde ve günahta ısrar eden hiç kimseyi sevmez.(-2/276)

Peygamber, Rabbi tarafından kendisine indirilene iman etti, müminler de (iman ettiler). Her biri Allah’a, meleklerine,kitaplarına, peygamberlerine iman ettiler. “Allah’ın peygamberlerinden hiçbiri arasında ayırım yapmayız. İşittik, itaat ettik. Ey Rabbimiz, affına sığındık! Dönüş sanadır” dediler.(-2/285)

Allah her şahsi, ancak gücünün yettiği ölçüde mükellef kılar. Herkesin kazandığı (hayır) kendine, yapacağı (şer) de kendinedir. Rabbimiz! Unutursak veya hataya düşersek bizi sorumlu tutma. Ey Rabbimiz! Bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır bir yük yükleme. Ey Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmediği işler de yükleme! Bizi affet! Bizi bağışla! Bize acı! Sen bizim mevlamızsın. Kafirler topluluğuna karşı bize yardım et!(-2/286)

(Resulüm!) O, sana Kitab’ı hak ve önceki kitapları tasdik edici olarak tedricen indirmiş; daha önce de, insanlara doğru yolu göstermek üzere Tevrat ile İncili ve Furkan’ı indirmiştir. Bilinmeli ki, Allah’ın ayetlerini inkar edenler için şiddetli bir azap vardır. Allah, suçlunun hakkından gelen mutlak güç sahibidir.(-3/3,4.)

De ki: Biz, Allah’a, bize indirilene, İbrahim,İsmail, İshak, Ya’kub ve Ya’kup oğullarına indirilene, Musa, İsa ve (diğer) peygamberlere Rableri tarafından verilenlere iman ettik. Onları birbirinden ayırdemeyiz. Biz ancak O’na teslim oluruz.(-3/84)

Kim, İslam’dan başka bir din ararsa, bilsin ki kendisinden (böyle bir din) asla kabul edilmeyecek ve o, ahirette ziyan edenlerden olacaktır.(-3/85)

Hep birlikte Allah’ın ipine (İslama) sımsıkı yapışın; parçalanmayın…..(-3/103)

Allah size yardım ederse, artık size üstün gelecek hiç kimse yoktur. Eğer sizi bırakıverirse, ondan sonra size kim yardım eder? Müminler ancak Allah’a güvenip dayanmalıdırlar.(-3/160)

Bir Peygamber’e, emanete hıyanet yaraşmaz. Kim emanete (devlet malına) hıyanet ederse, kıyamet günü, hainlik ettiği şeyin günahı boynuna asılı olarak gelir. Sonra herkese-asla haksızlığa uğratılmaksızın-kazandığı tastamam verilir.(-3/161)

Her canlı ölümü tatacaktır…..(-3/185)

Ey iman edenler! Siz sarhoş iken-ne söylediğinizi bilinceye kadar- cünüp iken de -yolcu olan müstesna- gusül erinceye kadar namaza yaklaşmasın…..(-4/43)

Allah size mutlaka emanetleri ehli olanlara vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder. Allah size ne kadar güzel öğütler veriyor! Şüphesiz Allah her şeyi işitici, her şeyi görücüdür.(-4/58)

Kim Allah’a ve Resul’e itaat ederse işte onlar, Allah’ın kendilerine lütuflarda bulunduğu peygamberler, sıddıklar, şehitler ve salih kişilerle beraberdir. Bunlar ne güzel arkadaştır!(-4/69)

Kim iyi bir işe aracılık ederse O’nun da o işte bir nasibi olur. Kim kötü bir işe aracılık ederse onun da ondan bir payı olur. Allah her şeyin karşılığını vericidir.(-4/85)

Kim bir mümini kasden öldürürse cezası, içinde kalacağı cehennemdir. Allah ona gazap etmiş, O’nu lânetlemiş ve onun için büyük bir azap hazırlamıştır.(-4/93)

Ey iman edenler! Adaleti titizlikle ayakta tutan, kendini, ana-babanız ve akrabanız aleyhinde de olsa Allah için şahitlik eden kimseler olun. (Haklarında şahitlik ettikleriniz) zengin olsunlar, fakir olsunlar Allah onlara (sizden) daha yakındır. Hislerinize uyup adaletten sapmayın, (şahitliği) eğer, büker (doğru şahitlik etmez), yahut şahitlik etmekten kaçınırsanız (biliniz ki) Allah yaptıklarınızdan haberdardır.(-4/135)

Ey iman edenler! Allah’a, Peygamberine, Peygamberlerine indirdiği Kitab’a ve daha önce indirdiği kitaba iman (da sebat) ediniz. Kim Allah’ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve kıyamet gününü inkar ederse tam manasıyle sapıtmıştır.(-4/136)

Müminleri bırakıp da kafirleri dost edinenler, onların yanında izzet (güç ve şeref) mi arıyorlar? Bilsinler ki bütün izzet yalnızca Allah’a aittir.(-4/139)

Eğer siz iman eder ve şükrederseniz, Allah size neden azap etsin! Allah şükre karşılık veren ve her şeyi bilendir.(-4/147)

Ve “Allah elçisi Meryem oğlu İsa’yı öldürdük” demeleri yüzünden (onları lânetledik). Halbuki onu ne öldürdüler, ne de astılar; fakat (öldürdükleri) onlara İsa gibi gösterildi. Onun hakkında ihtilafa düşenler bundan dolayı tam bir kararsızlık içindedirler; bu hususta zanna uymak dışında hiçbir (sağlam) bilgileri yoktur ve kesin olarak onu öldürmediler.(-4/157)

Bilakis Allah onu (İsa’yı) kendi nezdine kaldırmıştır. Allah izzet ve hikmet sahibidir.(-4/158)

….. Davud’a da Zebur’u verdik.(-4/163)

….. Ve Allah Musa ile gerçekten konuştu.(-4/164)

Andolsun, biz cinler ve insanlardan birçoğunu cehennem için yaratmışızdır. Onların kalpleri vardır, onlarla kavramazlar; gözleri vardır, onlarla görmezler; kulakları vardır, onlarla işitmezler. İşte onlar hayvanlar gibidir; hatta daha da şaşkındırlar. İşte asıl gafiller onlardır.(-7/179)

Sana kıyameti, ne zaman gelip çatacağını soruyorlar. De ki:Onun ilmi ancak Rabbimin katındadır. Onun vaktini O’ndan başkaşı açıklayayamaz. O göklere de yere de ağır gelmiştir. O size ansızın gelecektir. Sanki sen onu biliyormuşsun gibi sana soruyorlar. De ki : Onun bilgisi ancak Alah’ın katındadır; ama insanların çoğu bilmezler.(-7/187)

Kendileri yaratıldığı halde hiçbir şeyi yaratamayan varlıkları (Allah’a) ortak mı koşuyorlar?(-7/191)

Halbuki (putlar) ne onlara bir yardım edebilirler ne de kendilerine bir yardımları olur.(-7/192)

Kur’an okunduğu zaman O’nu dinleyin ve susun ki size merhamet edilsin.(-7/204)

Biliniz ki, mallarınız ve çocuklarınız birer imtihan sebebidir ve büyük mükafat Allah’ın katındadır.(-8/28)

Allah katında, yürüyen canlıların en kötüsü kafir olanlardır. Çünkü onlar iman etmezler.(-8/55)

Allah’ın mescitlerini ancak Allah’a ve ahiret gününe iman eden, namazı dosdoğru kılan, zekatı veren ve Allah’tan başkasından korkmayan kimseler imar eder. İşte doğru yola ermişlerden olmaları umulanlar bunlardır.(-9/18)

Yahudiler, Uzeyr Allah’ın oğludur, dediler. Hıristiyanlar da, Mesih (İsa) Allah’ın oğludur dediler. Bu onların ağızlarıyla geveledikleri sözlerdir. (Sözlerini) daha önce kafir olmuş kimselerin sözlerine bezetiyorlar. Allah onları kahretsin! Nasıl da (haktan batıla) döndürülüyorlar!(-9/30)

(Yahudiler) Allah’ı bırakıp bilginlerini (hahamlarını); (hıristiyanlar) da rahiplerini ve Meryem oğlu Mesih’i (İsa’yı) rabler edindiler. Halbuki onlara ancak tek ilaha kulluk etmeleri emrolundu. O’ndan başka tanrı yoktur. O, bunların ortak koştukları şeylerden uzaktır.(-9/31)

Ey iman edenler! (Biliniz ki), hahamlardan ve rahiplerden birçoğu insanların mallarını haksız yollardan yerler ve (insanları) Allah yolundan engellerler. Altın ve gümüşü yığıp da onları Allah yolunda harcamayanlar yok mu, işte onlara elem verici bir azabı müjdele!(-9/34)

(Bu paralar) cehennem ateşinde kızdırılıp bunlarla onların alınları, yanları ve sıtları dağlanacağı gün (onlara denilir ki): “İşte bu kendiniz için biriktirdiğiniz servettir. Artık yığmakta olduğunuz şeylerin (azabını) tadın!”(-9/35)

Sadakalar (zekatlar) Allah’tan bir farz olarak ancak, yoksullara, düşkünlere, (zekat toplayan) memurlara, gönülleri (İslam’a) ısındırılacak olanlara, (hürriyetlerini satın almaya çalışan) kölelere, borçlulara, Allah yolunda çalışıp cihad edenlere,yolcuya mahsustur. Allah pek iyi bilendir, Hikmet sahibidir.(-9/60)

Rabbin bal arısına: Dağlardan, ağaçlardan ve insanların yaptıkları
çardaklardan kendine evler (kovanlar) edin. Sonra meyvelerin her birinden ye ve Rabbinin sana kolaylaştırdığı yaylım yollarına gir diye ilham etti. Onların karınlarından renkleri çeşitli bir şerbet (bal) çıkar ki, onda insanlar için şifa vardır. Elbette bunda düşünen bir kavim için büyük bir ibret vardır.(-16/68,69.)

Allah kime hidayet verirse, işte doğru yolu bulan odur; kimi de hidayetten uzak tutarsa, artık onlara, Allah’tan başka dostlar bulamazsın. Kıyamet gününde onları kör, dilsiz ve sağır bir halde yüzükoyun haşrederiz. Onların varacağı ve kalacağı yer cehennemdir ki, ateşi yavaşladıkça o’nun alevini artırırız.(-17/97)

Biz, Kur’an’ı sana, güçlük çekesin diye değil, ancak Allah’tan korkanlara bir öğüt olsun diye indirdik.(-20/2,3.)

Firavun’a git. Çünkü o iyice azdı.(-20/24)

Musa: Rabbim! dedi, yüreğime genişlik ver.(-20/25)

İşimi bana kolaylaştır.(-20/26)o

Dilimden (şu) bağı çöz.(-20/27)

Ki sözümü anlasınlar.(-20/28)

Bana ailemden bir de vezir (yardımcı) ver,(-20/29)

Kardeşim Harun’u.(-20/30)

Onun sayesinde arkamı kuvvetlendir.(-20/31)

Ve onu işime ortak kıl.(-20/32)

Böylece seni bol bol tesbih edelim.(-20/33)

Ve çok çok analım seni.(-20/34)

Şüphesiz sen bizi görmektesin.(-20/35)

Allah: Ey Musa! dedi, istediğin sana verildi.(-20/36)

Eğer biz onu yabancı dilden bir Kur’an kılsaydık, diyeceklerdi ki: Ayetleri tafsilatlı şekilde açıklanmalı değil miydi? Arab’a yabancı dilden (kitap) olur mu? De ki: O, inananlar için doğru yolu gösteren bir kılavuzdur ve şifadır. İnanmayanlara gelince, onların kulaklarında bir ağırlık vardır ve Kur’an onlara kapalıdır. (Sanki) onlara uzak bir yerden bağırılıyor (da Kur’an’da ne söylendiğini anlamıyorlar.)(-41/44)

Doğrusu Kur’an, sana ve kavmine bir öğüttür. İleride ondan sorumlu tutulacaksınız.(43/44)

Şimdi sen, göğün insanları bürüyecek açık bir duman çıkaracağı günü gözetle. Bu, elem verici bir azaptır.(-44/10,11.)

Göklerin ve yerin orduları Allah’ındır. Allah azizdir, hakimdir.(-48/7)

Şüphesiz biz seni şahit, müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik.(-48/8)

Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.(-51/56)

Battığı zaman yıldıza andolsun ki, arkadaşınız (Muhammed) sapmadı ve batıla inanmadı; o, arzusuna göre de konuşmaz.(-53/1,2,3.)

O (bildirdikleri) vahyedilenden başkası değildir.(-53/4)

Çünkü onu güçlü kuvvetli ve üstün yaradılışlı biri (Cebrail) öğretti. Sonra en yüksek ufukta iken asıl şekliyle doğruldu.(-53/5,6,7.)

Sonra (Muhammed’e) yaklaştı, derken daha da yaklaştı. O kadar ki (birleştirilmiş) iki yay arası kadar, hatta daha da yakın oldu.(53/8,9.)

Bunun üzerine Allah, kuluna vahyini bildirdi. (Gözleriyle) gördüğünü kalbi yalanlamadı.(-53/10,11.)

O’nun gördükleri hakkında şimdi kendisi ile tartışacak mısınız?(-53/12)

Andolsun onu, Sidretü’l-Münteha’nın yanında önceden bir defa daha görmüştü.(-53/13,14.)

Cennetü’l-Me’va da onun yanındadır.(-53/15)

Sidre’yi kaplayan kaplamışrı.(-53/16)

Gözü kaymadı ve sınırı aşmadı.(-53/17)

Andolsun o, Rabbinin en büyük ayetlerinden bir kısmını gördü.(-53/18)

Yeryüzünde vuku bulan ve sizin başınıza gelen herhangi bir musibet yoktur ki, biz onu yaratmadan önce, bir kitapta yazılmış olmasın. Şüphesiz bu, Allah’a göre kolaydır.(-57/22)

Eğer biz bu Kur’an’ı bir dağa indirseydik,muhakkak ki onu, Allah korkusundan baş eğerek, parça parça olmuş görürdün. Bu misalleri insanlara düşünsünler diye veriyoruz.(-59/21)

Hatırla ki, Meryem oğlu İsa: Ey İsrailoğulları! Ben size Allah’ın elçisiyim, benden önce gelen Tevrat’ı doğrulayıcı ve benden sonra gelecek Ahmed adında bir peygamberi de müjdeleyici olarak geldim, demişti. Fakat o, kendilerine açık deliller getirince: Bu apaçık bir büyüdür, dediler.(-61/6)

İslam’a çağrıldığı halde Allah’a karşı yalan uydurandan daha zalim kim olabilir! Allah, zalimler topluluğunu doğru yola erdirmez.(-61/7)

Söküp çıkaranlara, yavaşça çekenlere, yüzdükçe yüzenlere, yarıştıkça yarışanlara, iş düzenleyenlere andolsun;(-79/1,2,3,4,5.)

Birinci üflemenin (kainatı) sarstığı, onu ikinci üflemenin takip ettiği gün, işte o gün yürekler kaygıdan oynar, gözler yorgun düşer.(-79/6,7,8,9.)

“Öldükten sonra biz, (dünyadaki) ilk halimize mi dödürüleceğiz, (hem de) çürümüş kemikler olduktan sonra mı?” derler.(-79/10,11.)

“O zaman bu, ziyanlı bir dönüş olur” dediler.(-79/12).

Bu dönüş, sadece bir seslenmeye bakar.(-79/13)

Birdenbire kendilerini mahşerde buluverirler.(-79/14)

Gökyüzü yarıldığı, yıldızlar döküldüğü, denizler birbirine katıldığı, kabirlerin içindekiler dışarı çıkarıldığı zaman, insanoğlu (yapıp) gönderdiklerini ve (yapamayıp) geride bıraktıklarını bir bir anlar.(-82/1,2,3,4,5.)

Ey insan! Seni yaratıp seni düzgün ve dengeli kılan, seni istediği bir şekilde birleştiren, ihsanı bol Rabbine karşı seni aldatan nedir?(-82/6,7,8.)

Hayır! Bütün bunlara rağmen siz yine de dini yalanlıyorsunuz. Şunu iyi bilin ki üzerinizde bekçiler, değerli yazıcılar vardır; onlar, yapmakta olduklarınızı bilir.(-82/9,10,11,12.)

İyiler muhakkak cennette, kötüler de cehennemdedirler. Ceza gününde oraya girerler. Onlar (kafirler) oradan bir daha da ayrılmazlar.(-82/13,14,15,16.)

Ceza günü nedir bilir misin? Nedir acaba o ceza günü? O gün hiçbir kimse başkası için bir şey yapamaz. O gün iş Allah’a kalmıştır.(-82/17,18,19.)

Şüphesiz inanmış erkeklerle inanamış kadınlara işkence edip sonra tevbe de etmeyenlere cehennem azabı ve (orada) yanma cezası vardır.(-85/10)

İman edip salih ameller işleyenlere ise, zemininden ırmaklar akan cennetler vardır. İşte büyük kurtuluş budur.(-85/11)

Fakat siz (ey insanlar!) ahiret daha hayırlı ve daha devamlı olduğu halde dünya hayatını terci ediyorsunuz.(-87/16,17)

Şüphesiz bu (anlatılanlar), önceki kitaplarda, İbrahim ve Musa’nın kitaplarında da vardır.(-87/18,19.)

O halde (Resulüm), öğüt ver. Çünkü sen ancak öğüt vericisin. Onların üzerinde bir zorba değilsin. Ancak yüz çevirip inkar edene gelince, işte öylesini Allah en büyük azap ile cezalandırır. Şüphesiz onların dönüşü sadece bizedir. Sonra onların sorguya çekilmesi de sadece bize aittir.(-88/21,22,23,24,25,26.)

Biz ona iki göz, bir dil ve iki dudak vermedik mi?(-90/8,9,10.)

Sonra iman edenlerden, birbirilerine sabrı tavsiye edenlerden ve birbirilerine acımayı öğütleyenlerden olmaktır. İşte bunlar sağdakilerdir.(-90/17,18.)

Ayetlerimizi inkar edenler ise işte onlar soldakilerdir. Cezaları, kapıları üzerlerine sımsıkı kaparılmış bir ateştir.(-90/19,20.)

Doğru yolu göstermek bize aittir. Şüphesiz ahiret de dünya da bizimdir.(-92/12,13.)

İncire, zeytine, Sina dağına ve şu emin beldeye yemin ederim ki, biz insanı en güzel bicimde yarattık. Sonra onu aşağıların aşağısına indirdik.(-95/1,2,3,4,5.)

Ehl-i kitap ve müşriklerden olan inkârcılar, içinde ebedi olarak kalacakları cehennem ateşindedirler. İşte halkın en şerlileri onlardır.(-98/6)

İman edip salih ameller işleyenlere gelince, halkın en hayırlısı da onlardır.(-98/7)

Onların Rableri katındaki mükafatları, zemininden ırmaklar akan, içinde devamlı olarak kalacakları Adn cennetleridir. Allah kendilerinden hoşnut olmuş, onlar da Allah’tan hoşnut olmuşlardır. Bu söylenenler hep Rabbinden korkan (O’na saygı gösterenler) içindir.(-98/8)

Yerküre kendine has sarsıntısıyla sallandığı, toprak ağırlıklarını dışarı çıkardığı ve insan “Ne oluyor buna!” dediği vakit, işte o gün (yer) Rabbinin ona bildirmesiyle bütün haberlerini anlatır.(-99/1,2 ,3,4,5.)

O gün insanlar amellerini görmeleri (karşılığını almaları) için darmadağınık geri dönüp gelirler.(-99/6)

Kim zerre miktarı hayır yapmışsa onu görür(-99/7)

Kim de zerre miktarı şer işlemişse onu görür(99/8)

Arkadan çekiştirmeyi, yüze karşı eğlenmeyi adet edinen herkesin vay haline! O ki, mal toplamış ve onu sayıp durmuştur.(-104/1,2)

(O), malının kendisini ebedi kılacağını zanneder.(-104/3)

Hayır! Andolsun ki o, Hutame’ye atılacaktır.(-104/4)

Hutame’nin ne olduğunu bilir misin?(-104/5)

Allah’ın, tutuşturulmuş, (yandıkça) tırmanıp kalplerin ta üstüne çıkan ateştir.(-104/6,7.)

Onlar (bu ateşin içinde) uzatılmış sütunlara bağlanmışlar ve o vaziyette o (ateş) üzerlerine kapatılmıştır.(-104/8,9.)

(Resulüm!) de ki: Ey kafirler! Ben sizin tapmakta olduklarınıza tapmam.(-109/1,2.)

Sizin dininiz size, benim dinim de banadır.(-109/6)

.