1. Kur’an’ın esasını muhkem (açık seçik anlaşılan ve tereddüte yol açmayan) ayetler teşkil eder.
Sana Kitab’ı indiren O’dur. Onun (Kur’an’ın) bazı ayetleri muhkemdir ki, bunlar Kitab’ın esasıdır. Diğerleri de müteşabihtir. Kalplerinde eğrilik olanlar, fitne çıkarmak ve O’nu tevil etmek için ondaki müteşabih ayetlerin peşine düşerler. Halbuki Onun tevilini ancak Allah bilir. İlimde yüksek payeye erişenler ise: Ona inandık; hepsi Rabbimiz tarafındandır, derler. (Bu inceliği) ancak aklıselim sahipleri düşünüp anlar.(-3/7)
2. Kur’anda değişiklik yapmak.
Görebildikleriniz ve göremedikleriniz üzerine yemin ederim ki,(-69/38,39)
Hiç şüphesiz o (Kur’an), çok şerefli bir elçinin sözüdür.(-69/40)
Ve o, bir şair sözü değildir. Ne de az iman ediyorsunuz!(-69/41)
Bir kahin sözü de değildir (o). Ne de az düşünüyorsunuz!(-69/42)
(O), alemlerin Rabbi tarafından indirilmiştir.(-69/43)
Eğer (Peygamber) bize atfen bazı sözler uydurmuş olsaydı,(-69/44)
Elbette O’nu kıskıvrak yakalardık.(-69/45)
Sonra onun can damarını koparırdık (onu yaşatmazdık).(-69/46)
Hiçbiriniz buna mani de olamazdınız.(-69/47)
Doğrusu o (Kur’an), takva sahipleri için bir öğüttür.(-69/48)
İçinizde (onu) yalan sayanlar bulunduğunu şüphesiz bilmekteyiz.(-69/49)
Muhakkak o, kafirler için bir iç yarasıdır.(-69/50)
Ve o, gerçekten kat’i bilginin ta kendisidir.(-69/51)
O halde, ulu Rabbinin adını yüceltip noksanlıklardan tenzih et.)-69/52)
3.Kur’anın insanlara tebliği
Anlayasınız diye biz onu Arapça bir Kur’an olarak indirdik.(-12/2)
Apaçık Kitab’a andolsun ki biz, anlayıp düşünmeniz için onu Arapça bir Kur’an kıldık.(-43/2,3)
Ve böylece biz O’nu Arapça bir hüküm (hikmetli bir söz) olarak indirdik. Eğer sana gelen bu ilimden sonra, onların arzularına uyarsan, (işte o zaman) Allah tarafından senin ne bir dostun ne de koruyucun vardır.(-13/37)
(Allah’ın emirlerini) onlara iyice açıklansın diye her peygamberi yalnız kendi kavminin diliyle gönderdik. Artık Allah dilediğini saptırır, dilediğini de doğru yola iletir. Çünkü O, güç ve hikmet sahibidir.(-14/4)
Eğer biz onu, yabancı dilden bir Kur’an kılsaydık, diyeceklerdi ki: Ayetleri tafsilatlı şekilde açıklanmalı değil miydi? Arab’a yabancı dilden (kitap) olur mu? De ki: O,inananlar için doğru yolu gösteren bir kılavuzdur ve şifadır. İnanmayanlara gelince, onların kulaklarında bir ağırlık vardır ve Kur’an onlara kapalıdır. (Sanki) onlara uzak bir yerden bağırılıyor (da Kur’an’da ne söylendiğini anlamıyorlar.)(-41/44)
Muhakkak ki o (Kur’an) alemlerin Rabbinin indirmesidir.(-26/192)
(Resulüm!) Onu Ruhu’l-emin (Cebrail) uyarıcılardan olasın diye, apaçık Arap diliyle, senin kalbine indirmiştir.(-26/193,194,195)
O, şüphesiz daha öncekilerin kitaplarında da vardır.(-26/196)