LAİKLİK VE TÜRKİYE (2000)

 Laiklik uluslar arası bir kavramdır. Devlet idaresinden dini gerçekleri soyutlamak için ortaya atılmıştır. Aşırı şekilde uygulandığında insanları dinsizliğe kadar götürebilir. Hıristiyan dünyasında ortaya atılmış olan bu kavram, bugün onlar için bir anlam ifade etmemektedir.

Türkiye’de insanların din ile ilgileri bilinçli veya bilinçsiz din olmadan da hayatın zevklerine erişilebileceği görüşü açıkça savunulmakta, saptırılarak ideolojik bir kavram gibi ele alınmasına çalışılmaktadır.(saptırılmış laiklik)

Dinimizin esası olan ahlak ve hayâ duygusu yok edilmekte, ter dökmeden para kazanmanın yolları aranmakta, nikâhsız evlilikler ve homoseksüellik hoş görülmekte, insanın yaradılış maksadı, ölümden sonra hayatın varlığı veya yokluğu anlaşılmadan, insanoğlu bu dünyadan göçüp gitmektedir.

Allah canlıları etrafını görmek, akıl sahibi olan insanı ise kıyaslayarak görebilmek için iki gözlü yaratmıştır.

Saptırılmış laikler siz, yalnız sol gözünüz ile dünyayı temaşa ederek böylece neticeye varmak isterseniz, ufkunuzu daraltmış, kısır ve ideolojik bir döngüye kapılmış olursunuz. Ayrıca Kur’anı bilmemenin verdiği ürkeklik ve korku da eklenince; politik, sosyal ve ekonomik konuları değerlendirirken daha fazla zafiyete düşersiniz.Arab’ın dini, yeşil sermaye ve irtica kavramlarının benimsenerek sık sık kullanılması bunun en göze batan örneğidir.

İdareyi ellerinde bulunduran ve bütün olayları yalnız sol gözleri ile temaşa edenler(saptırılmış laikler), her iki gözü açık olarak olayları ele alanların üzerinde büyük baskı ve dayatma uygulamakta, onların da dünyaya kendileri gibi yalnız sol göz ile bakmalarını, aksi halde bir arada yaşamanın mümkün olamayacağını her türlü tutum ve davranışla ortaya koymaktadırlar. Batı’nın ve Türkiye’yi bölmek isteyenlerin çaba ve destekleri ile gerginlik günden güne artmaktadır. Fakat şurası çok iyi bilinmelidir ki; Türkiye Cezayir veya İran değildir. Hele Afganistan hiç değildir. Türkiye’de olaylara her iki gözü ile bakanların miktarı tek gözle bakanlardan çok daha fazladır. Dolayısı ile onları bir hamlede sindiremez, silip atamazsınız.

SON SÖZ:

Laiklik dinsizlik değildir.

Din ve devlet işlerini birbirinden ayırarak din’i her türlü istismardan (Siyasi, sosyal, ekonomik), irticadan, yobazlıktan, hurafelerden koruyup, arındırmak için ortaya konmuş bir ilkedir. Bu ilke yanlış uygulandığında ideolojik bir izlenim verse de, tarafsızca ve hakkıyla uygulandığında laikliğin aslında ideolojik olmadığı görülür.

Her ferdin dinini öğrenip, vecibelerini yerine getirmesini destekleyen ve hatta garanti eden bu ilke, bütün gelişmiş ülkelerde koşulsuz kabul görmektedir.

Laikliği saptıranlar ve onu ideolojik bir kavrama dönüştürenler; Gelin dünyayı iki gözünüzle temaşa ederek hüküm verin!

Continue ReadingLAİKLİK VE TÜRKİYE (2000)

End of content

No more pages to load